Enver abiler buyurdular ki;
Unutmayın ki, insanların bir midesi aç olur, bir de kalbi aç olur. Midesi de aç olur kalbi de aç olur. Doyurmak iki anlama gelir, iki ma’nâya gelir. Hem midesini doyuracaksın hem kalbini doyuracaksın. Midesini doyurursan bu dünyâda üç-beş gün rahât eder, huzûr içinde yaşar. Eğer kalbini doyurursan Cennete gider. Çünki kalbler aç, kalbler hasta. Kalbin gıdâsı ilim, bunu bütün kitâblar yazıyor. Kalbin gıdâsı ilim. Efendim çok sıkılıyorum, üzülüyorum, çatlıyorum, patlıyorum; kitâb oku. Çünki büyükler buyurmuşlar ki; Kalbi hasta olan, kalbinde sıkıntısı olan ilim ile uğraşsın. İlim ile uğraşmak kalbe ferahlık verir. Dînimizdeki sıra şudur: önce îmân etmek, sonra ilm öğrenmek. Neden? Nemâz kılacaksın, ilmin yoksa, eğer nemâzın şartlarını bilmiyorsan, abdestin şartlarını bilmiyorsan nasıl nemâz kılacaksın? Oruc tutacaksın, nasıl tutacaksın? Vaktini bilmiyorsan, bozanı bozmayanı bilmiyorsan orucun olmaz ki. O halde ilm çok kıymetlidir. Hadîs-i şerîfde cenâb-ı Peygamber “aleyhissalâtü vesselâm” buyuruyor ki; Rütbetül-ilmi a’ler rüteb. Rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir.