Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer….
Bâzı hatıralar vardır ki, kalblere nakşeder. O hatıraları hatırlamak, Cennet hayatı yaşamak gibidir.
Enver abiler buyurdular ki;
İnsan parasıyla bir şey alabilir, iradesiyle bir yere gidebilir; ama imanı parayla alamazsın, imanı iradeyle alamazsın. Bir insanın mü’min olması üç şarta bağlıdır. Birincisi, Allahü teala karşılıksız olarak verir, direkt Cennete gider. İkincisi, Allahü teala buyurdu ki; Kim benim dinimi incelerse, öğrenmek, Ona kavuşmak isterse, o kuluma bana kavuşacak yolu açarım. Hangi dinden olursa olsun isteyene ben dinimi veririm; ama araması şarttır. Üçüncüsü de, insan birine iyilik eder, ona yardım eder, öyle bir dua alır ki; cenab-ı Hak o kuluna mükafat olarak İslamiyeti nasip eder. Hangi dilden, hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun, herkesin duasını alın, hiç kimsenin bedduasını almayın. Çünki birinin bir duası bile size Allahın dinini nasip eder. Bir insana dünyada verilebilecek en büyük şey ne olabilir? Bu; mutlaka imandır. Biz imana beleşe konduk, yoksa imanı elde etmek öyle kolay bir şey değildir. Hazret-i Peygamber neden amcalarım iman etmiyor diye çok ağlamış, Cenab-ı Hak da âyet-i kerime göndermiş. Senin görevin tebligattır, hidayet bendedir, ben dilediğimi müslüman yaparım, sen dilediğini müslüman yapamazsın, buyurmuş. Yani biz öyle bir şerefe kavuştuk ki tarif edilemez. Hazret-i Ömer Şama gitmiş. Bir devesi var. Bir kendisi biniyor, bir kölesi biniyor. Tam Şam’a girecekler, halifeyi karşılamak için bütün halk sokağa dökülmüş. Deveye binme sırası da köledeymiş. Köle, halifem, buradaki halk devenin üstündekine hürmet gösterir, siz binin deveye demiş. Mübarek de o zaman; Biz çok zelil bir kavimdik. Çocuklarımızı diri diri gömerdik. Yani dünyanın en vahşi kavmiydik. Allahü teala bizi müslüman yaptı, en aziz yaptı. Hâlâ siz izzet ve şerefi devenin üstünde arıyorsunuz. Eğer hâlâ izzeti ve şerefi devenin üstünde arayan varsa binsin. Ben Muhammed aleyhisselamın ümmetindenim. Allah’a iman ettim ve benim için deve üstünde durmak şeref değildir. Benim imanım kalbimdedir, bu şeref de bana yeter, buyurmuş. Neticede Hazret-i Ömer izzet ve şeref, makam ve mevkide değil; gönülde, kalpte, imandadır diyor. Enver abi Allaha şükür bu dinin tadını almış. Onun için yaşamak ve anlatmak bütündür. Çünki insan tadını aldığını güzel söyler. Yoksa işittiğini söyleyemez. Hatta ilave edebilir, noksan da anlatabilir.
Ya Rabbi, bizi dünyada beraber eylediğin gibi ahirette de beraber eyle. Ayrılığımızı gösterme.
Ya Rabbi, bizi dünyada beraber eylediğin gibi ahirette de beraber eyle. Ayrılığımızı gösterme.