Enver abiler buyurdular ki;
Dinin yarısı sabır, diğer yarısı şükürdür. Allahü teala hiçbir hastalığa, hiçbir sıkıntıya, hiçbir üzüntüye sevap vermez. Sabredersen verir. Şikayet edersen daha başka ne isteyeceksin, çünki şikayet ettin. Allah şikayet edilir mi? Haşa ve kella! Kimi kime şikayet ediyorsun. Yani Allahtan başka gideceğin hangi kapı var ki Allahtan başkasına gidip şikayet ediyorsun. Haşa sümme haşa! Mü’min öyle olacak ki, karşılaştığı her sıkıntıda, her üzüntüde, zaten ben bunu bekliyordum, bu Allahın vaadidir diyecek, onu sevinçle karşılayacak. İşte erkeklik budur, işte müslümanlık budur, mertlik budur. Hemen gidip sağa sola koşup da şikayet etmek yerine ben zaten bunu bekliyordum diyecek. Diğer yarısı ne? Diğer yarısı şükretmek. Efendim, nasıl şükür? Sen, gözü olmayan birini gör de gözlerine şükret. Git tımarhaneye, aklı olmayanları gör de aklına şükret. Eli ayağı tutmayanlar var, onları gör de eline ayağına şükret. Saymakla bitiremezsin. Ruandayı gör de yediğin ekmeğe şükret. O halde mü’min tepedekilere değil de kendinden daha sıkıntılı olanlara baksın. Çünki şükrederse kurtarır, sabrederse Cennete kavuşur.