Enver abiler buyurdular ki;
İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretleri bir mektubunda buyuruyor ki; “Vücudumun her kılı dile gelse, Allahü tealanın verdiği nimetlerin binde bir şükrünü yapamazlar bile “. Önümüze birçok yemekler geldi. Bu yemeklerin önümüze gelmesi için benim ne gayretim oldu. Tarlaya ekilmesinde, biçilmesinde, pişirilmesinde hiçbirimizin emeği yok. İşte duada, “min gayri havlin vela kuvveh ” demek o. “Ya Rabbi, verdiğin şu nimetlerinde benim hiç dahlim olmadı. Bu tamamen senin kudret ve kuvvetinle, arada yarattığın binlerce vasıtalarınla bunlar benim önüme hazır olarak geldi.” Dua devam ediyor. “Allahım, bu nimetlerin bize ulaşması için emek veren kim varsa, sen de onlara Cennet nimeti ver. Onlar bizi dünyada doyurdular. Sen de onları ahırette doyur ” diye dua ediyoruz. Dua da bir ibadet. Çünkü Allahü teala Kur’ân-ı kerîm’de, “Bana dua edin, yalvarın, kabul edeceğim” buyuruyor. Namaz kılmak nasıl bir ibadetse dua da öyle bir ibadettir.