Enver abiler buyurdular ki;
Sarıyer’de birkaç misafir vardı. Mübarek Hocamıza dedim ki; Efendim, birkaç garip vardır, şöyle birkaç dakika sizi görseler çok sevinirler. Hay hay, buyursunlar; buyurdular. Arkadaşlar çok sevindiler. Mübarekler buyurdular ki; Kardeşim, Allahın dininden bir meseleyi öğretene cenâb-ı Hak nafile hac sevabı verir. Allahın dininden bir mesele öğretene yüz ömre sevabı verir. Siz bu tebligatın, anlatmanın içindesiniz. Cenab-ı Hakka çok şükredin ki, size böyle bir nimet nasip etmiştir. Bu, çok büyük bir nimettir. Çünki cenâb-ı Hak bizleri başka bir şehirde, başka bir ülkede yaratabilirdi; ama dünyanın incisi olan bir ülkede, dünyanın incisi olan bir şehirde, dünyanın incisi olan insanlar içinde yarattı. Bunların hepsi ayrı ayrı büyük bir nimettir. Kur’ân-ı kerimde cenâb-ı Hak buyuruyor ki; Verdiğim nimetin şükrünü eda ederseniz arttırırım; ama onun kıymetini bilmezseniz elinizden alırım, başkasına veririm. Allahü teala korusun.