Enver abiler buyurdular ki;
Bir gün Fatih’te oturuyoruz, bizim kapı çaldı. Ben baktım pencereden. Faruk Demir’in kardeşi var, Mustafa. Mavi bir arabası vardı, Fiat. O gelmiş, indim aşağıya. Buyrun Mustafa abi dedim. Bir kitap listesi verdi; “Efendim, satıştan geliyoruz; şu kitapları sattık.” dedi. Sen ayrılma bir dakika, dedim. Çıktım yukarı; Mübarek Hocamıza arz ettim. Efendim, Mustafa Demir gelmiş, satılan kitapların listesini getirmiş, dedim. Mübarekler de pencereyi açtılar, bir baktılar arkaya doğru. Hocamız; çok memnun oldum, selam söyleyin. Şunu bilsin ki, bu araba kitap satışlarına giderken, Melekler bunun tekerleklerinin altına kanatlarını döşediler, buyurdular. İndim aşağı. Mustafa abi, bu senin araban çok şerefli bir araba, öp sen bu arabayı. Çünkü bu araba meleklerin kanatlarına basarak gitmiş, dedim.