2007 senesi, haziran ayının 18 i…
Günlerden pazartesi.
Enver abim Yalovadaki evlerinde kalıyorlar.
Bana telefon edip; “akşam ile yatsı arası huzurpınarına hizmet eden ekibini bana getir, onları görmek istiyorum” buyurdular.
Bizim için o gün bir bayram oldu. O gün öyle güzel oldu ki, huzurpınarına hizmet eden gençler cennet hayatı yaşadılar sanki…
-2- dünden devam-
“Mevlânâ Halid Hazretleri buyuruyor ki: “Yaşlı bir kadın varmış. Kapı kapı dolaşır Allah rızası için bir şey verin dermiş. Başkaları da ona bir şey vermez, Allah versin derlermiş. O da geri döner gidermiş. Birgün bu kadıncağız vefat etmiş. Sual melekleri gelmişler, ne getirdin demişler. Kadıncağız “ben kapı kapı herkesi dolaştım, hiç kimse bana bir şey vermedi. Allah versin dediler. Onun için ben hiçbirşey getirmedim. Allah’dan istemeğe geldim” demiş. “Ben Allah’a ne getireyim ki herkes Allah versin dedi. Ben de Allah’tan istemeğe geldim” demiş.
Azrail aleyhisselam Musa aleyhisselamın ruhunu almaya gelmiş. Musa aleyhisselam Azrail aleyhisselama çaat diye bir tokat atmış. “Sen benim ruhumu almaya nasıl gelirsin” demiş. Allahü teala Azrail aleyhisselama buyurmuş ki “Git Musa’ya ‘aleyhisselam’ söyle bir ineğin üstüne elini koysun. Elinin altında kaç tane kıl varsa o kadar sene ömrünü uzattım.” Tekrar geldiğinde Musa aleyhisselam tekrar “niye geldin?” buyurmuş. Azrail aleyhisselam da “bu sefer sadece haber vermek için geldim” buyurmuş, sonra da durumu anlatmış. Musa aleyhisselam “Peki bu seneler bittikten sonra ne olacak?” deyince, Azrail aleyhisselam “tekrar geleceğim” demiş. Musa aleyhisselam da “Ha o zaman, ha şimdi. Öyleyse al götür şimdi, fark etmez” buyurmuş.
Bayezid-i Bistâmi Hazretleri vefat edince münker-nekir melekleri sual sormaya gelmişler. Bayezid-i Bistâmi hazretleri sual meleklerine “Sen utanmıyor musun bana sual sormaya?” demiş. “Allahü teala: ‘İslamiyette saçını sakalını ağartmış olanlara hesap sormaya haya ederim’ buyuruyor, siz bana sual soruyorsunuz. Utanmıyor musunuz?” buyurmuşlar.“
– devamı var, yarın inşallah.
ali zeki osmanağaoğlu