2009 senesi, mart ayının 5′ i …
Enver abim, huzurpınarında kitap hizmetlerine iştirak eden arkadaşlarımızı ihlas holding vip salonundaki yemekli sohbete davet etmişlerdi.
O gün Enver abim buyurdular ki;
-2-
Gazaya çok sevap var; ama gazaya verilen sevap, Allahü tealanın dinini anlatmaya verilen sevabın yanında, okyanusta bir damla gibidir. Bu kadar büyük sevap! Bütün arkadaşlar şu veya bu vesileyle bu hizmetin içindeler. İmam-ı Rabbani hazretleri ‘kuddise sirruh’ öyle buyuruyorlar; Topla tüfekle yapılan hizmetten, kalemle defterle yapılan, şu anda çok daha iyidir.
Allah rahmet eylesin, Allah şefaatlerine nail eylesin, Mübarekler ‘kuddise sirruh’ buyurdular ki; Efendim, bu hizmetler durursa, felaketler peş peşe gelir. Çünki birgün müşrikler Peygamber efendimize ‘aleyhissalatü vesselam’ geldiler, sen bir şeylerden bahs ediyorsun, Peygamber olduğunu söylüyorsun. Bir beddua et, biz ölmek istiyoruz. Gökten taş yağsın, ateş yağsın, biz de senin Peygamber olduğunu anlayalım, dediler. Mübarek buyurdu ki; Olmaz. Aranızda ben varken, size böyle umumi bela gelmez. Mübarekler anlattılar, sonra buyurdular ki; Vârisleri de böyle, kardeşim. Yeter ki, onların himmeti, onların nefesi bereketi, onların sevgisi devam etsin..
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu