2009 senesi, mart ayının 5′ i …
Enver abim, huzurpınarında kitap hizmetlerine iştirak eden arkadaşlarımızı ihlas holding vip salonundaki yemekli sohbete davet etmişlerdi.
O gün Enver abim buyurdular ki;
-8-
Bedir harbinde müslümanlar çok azdı. Zırhları yok, develeri yoktu. Karşı taraf zırhlı, silahlı, tam teşkilatlı, bin kişiydi. Savaş başladı, Cenab-ı Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ secdeye kapandı, mübarek gözlerinden yaş akıyor, ya Rabbi, yardım et, diyordu. Yardım yok! Ebu Bekr-i Sıddık ‘radıyallahü anh’, ya Resulallah, üzme kendini, sen Allahın Peygamberisin, gelir yardım, dedi. Hazret-i Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ ya Rabbi, bugün sen bize yardım etmezsen, kıyamete kadar sana Allah diyen hiç kimse kalmayacak. Bize yardım et, diye dua ediyordu. Baktı ki çok üzülüyor, Ebu Bekr-i Sıddık ‘radıyallahü anh’, ya Resulallah, bana izin verir misiniz, ben de gideyim, kılıncımla kâfire karşı savaş yapayım, dedi. Hayır, sen yanımda kal. Sen yanımdayken, kalbime kuvvet geliyor. Kalbim kuvvet bulursa, Eshabım muvaffak olur. Ama sen gidersen, olmaz, buyurdular. Şehitler vermeye başladık, kan aktı. Tabi Peygamberimizin duası zaten kabul olacak. Şehitler verildi, acı çekildi, ondan sonra beşbin melek geldi ve harp kazanıldı.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu