-9-
Ali, bunlar Huzurpınarı mı?
Bu abiler kitap satışına da çıkıyorlar, huzurpınarına da hizmet ediyorlar değil mi?
Huzurpınarı çok faydalı bir Site!
Kişinin ahirette mahrum kalmaması için, her imkanı kullandık.
Birgün eve bir arkadaşı çağırdılar, mektupları verdiler. Bir de, bir liste verdiler. Afrikada ismi cismi zor bulunacak memleketler.. Buyurdular ki; Buralara kitap gönderin ki, ahirette bunlar biz hıristiyan kaldık, islamiyeti bilemedik, bize söyleyen olmadı demesin, bizden davacı olmasınlar, buyurdular. Çok acayip yerlere, her yere kitap gönderdik. Hatırlıyorum, birisi Sri Lankadan üçbin adres göndermiş, kitap istiyorlar. Ne olursa olsun, bize kadar ulaştıktan sonra, biz hayır demeyiz. Kitap gönderin, buyurdular. Haftalarca, çuval çuval kitap gönderdik. Mübarek Hocamız, Allah için yorulmak ne büyük nimet, buyurdular. Aynı yorgunluğu nefs için de yapabilirdik. Ama sıfır olurduk.
Birgün bir sohbette, efendim Cennet sonsuz, Cehennem de. Ama Cennette tarifi imkansız büyük nimetler var. Cennetten bir inci dünyaya gelse, onun nurundan güneş kararır. Allahü teala her şeyi bir sebeple yaratmıştır. Cenneti de, evliyaların kalbinde yaratmıştır. O büyüklerin kalbine giren, oraya gider. Allahü teala bize Efendi hazretlerini tanıttı. Ne demek o efendim? Yani cenneti verecek bize demektir. Çünki Allahü teala bir şeyi verdi mi, geri almaz, buyurdular. Allahü teala bir kuluna bir nimet verdi mi, inkâr olmadıkca kat’iyyen geri almaz. Birgün bir yazı yazdırdılar. Yanlış yazmışız. Onlar silgi verdiler. Tabi iş bittikten sonra, Mübareklere geri vermek istedim. Olur mu kardeşim? Biz verdiğimizi geri alır mıyız, buyurdular. Onlar Cenab-ı Hakkın sıfatlarıyla sıfatlandıkları için, Allahü teala nasıl verdiğini geri almıyorsa, Mübarekler de öyle! Büyükler verdiğini geri almazlar.
Çok neş’eli bir gece geçirdik.
-devamı var-
Bu abiler kitap satışına da çıkıyorlar, huzurpınarına da hizmet ediyorlar değil mi?
Huzurpınarı çok faydalı bir Site!
Kişinin ahirette mahrum kalmaması için, her imkanı kullandık.
Birgün eve bir arkadaşı çağırdılar, mektupları verdiler. Bir de, bir liste verdiler. Afrikada ismi cismi zor bulunacak memleketler.. Buyurdular ki; Buralara kitap gönderin ki, ahirette bunlar biz hıristiyan kaldık, islamiyeti bilemedik, bize söyleyen olmadı demesin, bizden davacı olmasınlar, buyurdular. Çok acayip yerlere, her yere kitap gönderdik. Hatırlıyorum, birisi Sri Lankadan üçbin adres göndermiş, kitap istiyorlar. Ne olursa olsun, bize kadar ulaştıktan sonra, biz hayır demeyiz. Kitap gönderin, buyurdular. Haftalarca, çuval çuval kitap gönderdik. Mübarek Hocamız, Allah için yorulmak ne büyük nimet, buyurdular. Aynı yorgunluğu nefs için de yapabilirdik. Ama sıfır olurduk.
Birgün bir sohbette, efendim Cennet sonsuz, Cehennem de. Ama Cennette tarifi imkansız büyük nimetler var. Cennetten bir inci dünyaya gelse, onun nurundan güneş kararır. Allahü teala her şeyi bir sebeple yaratmıştır. Cenneti de, evliyaların kalbinde yaratmıştır. O büyüklerin kalbine giren, oraya gider. Allahü teala bize Efendi hazretlerini tanıttı. Ne demek o efendim? Yani cenneti verecek bize demektir. Çünki Allahü teala bir şeyi verdi mi, geri almaz, buyurdular. Allahü teala bir kuluna bir nimet verdi mi, inkâr olmadıkca kat’iyyen geri almaz. Birgün bir yazı yazdırdılar. Yanlış yazmışız. Onlar silgi verdiler. Tabi iş bittikten sonra, Mübareklere geri vermek istedim. Olur mu kardeşim? Biz verdiğimizi geri alır mıyız, buyurdular. Onlar Cenab-ı Hakkın sıfatlarıyla sıfatlandıkları için, Allahü teala nasıl verdiğini geri almıyorsa, Mübarekler de öyle! Büyükler verdiğini geri almazlar.
Çok neş’eli bir gece geçirdik.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu