Enver abim Güzelşehir’deki evlerine, huzurpınarına hizmet eden arkadaşları yatsı namazına davet ettiklerinde, buyurdular ki;
-6-
Mübarekler, Allahü teala rahmet eylesin, buyurdular ki; Biz Sedat’la küçüktük, çocuktuk, onun için Efendi hazretleri bize acıdı efendim. İnsan acıdığına verir; yoksa dayıya vermez. Dayılık zamanı değil. Onun için, yaş dal uzun uzun kök salmadan koparılırsa ne âlâ; ama benim huyum böyle, ben bu huyumdan vazgeçemiyorum, değiştiremiyorum demek ne demek? Git doktora, aşı yap. Cenab-ı Hakka ne kadar şükr etsek az. Allahü teala bize büyükleri tanıttı. Yoksa işimiz duman olurdu. Çünki din, görmek, işitmek ve konuşmak dinidir. En şanslı insanlar, mutlaka o büyük zâtları tanıyanlar, görenler ve konuşanlardır. Böyle değilsek, hiç olmazsa talebeleriyle olmalıyız. Yani Eshab-ı kirama kavuşanlar gibi olmalıyız..
-devamı var-