Enver abim holdingde yemek ve sohbet için bazı abileri davet ettiklerinde, huzurpınarına hizmet eden arkadaşlarımız da oraya davet edilmişti, Enver abim o gün buyurdular ki;
-2-
Gazaya çok sevap var; ama gazaya verilen sevap, Allahü tealanın dinini anlatmaya verilen sevabın yanında, okyanusta bir damla gibidir. Bu kadar sevap! Bütün arkadaşlar şu veya bu vesileyle bu hizmetin içindeler. İmam-ı Rabbani hazretleri ‘kuddise sirruh’ öyle buyuruyorlar; Topla tüfekle yapılan hizmetten, kalemle defterle yapılan, şu anda çok daha iyidir.
Allah rahmet eylesin, Allah şefaatlerine nail eylesin, Mübarekler ‘kuddise sirruh’ buyurdular ki; Efendim, bu hizmetler durursa, felaketler peş peşe gelir. Çünki birgün müşrikler Peygamber efendimize “aleyhissalatü vesselam” geldiler, sen bir şeylerden bahs ediyorsun, Peygamber olduğunu söylüyorsun. Bir beddua et, biz ölmek istiyoruz. Gökten taş yağsın, ateş yağsın, biz de senin Peygamber olduğunu anlayalım, dediler. Mübarek buyurdu ki; Olmaz. Aranızda ben varken, size böyle umumi bela gelmez. Mübarekler anlattılar, sonra buyurdular ki; Vârisleri de böyle, kardeşim. Geldi mi peki? Gelmez! Yeter ki, onların hizmeti, onların nefesi bereketi, onların sevgisi devam etsin.
-devamı var-