Enver abim buyurdular ki;
-12-
Esselamü aleyküm.
Bir gün mübarekler buyurdular ki: Bir müslüman bir müslümanla karşılaştığı zaman ne duâ ederse Allah kabul eder. Çok mühim bu. Mesela efendim buyurdular; Kâbe-i muazzamayı ilk gören, ilk gördüğü anda ne duâ ederse Cenab-ı Hak kabul eder.
Kâbe-i muazzama görüldüğü anda yapılan duayı Cenab-ı Hak reddetmez.
Bir gün mübarekler buyurdular ki: Bir müslüman bir müslümanla karşılaştığı zaman ne duâ ederse Allah kabul eder. Çok mühim bu. Mesela efendim buyurdular; Kâbe-i muazzamayı ilk gören, ilk gördüğü anda ne duâ ederse Cenab-ı Hak kabul eder.
Kâbe-i muazzama görüldüğü anda yapılan duayı Cenab-ı Hak reddetmez.
Bir müslüman da bir müslümanla karşılaştığı zaman, göz göze geldiği zaman ne duâ etse Cenab-ı Hak kabul eder. Hatta buyurdular, müminin kalbi Kâbe’den daha kıymetlidir. Kâbe bir kul yapısı. Ama Allahü teâlâ ona çok kıymet vermiştir. Kalp doğrudan doğruya Allahü teâlâ’nındır.. Hele içinde Allah sevgisi, Allah korkusu varsa! Böyle, kalbi Allah sevgisiyle dolu olan, kalbi imanla dolu olan gönlü kırmak, yetmiş kere Kâbe-i muazzama yıkmaktan büyük günahtır ki, Kâbe’yi yıkmaya kimin gücü yeter.
Ebrehe bile yıkamadı, yetmiş kere Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günahtır diyor, müminin kalbini kırmak. Onun için arkadaşlar, din demek edep demektir. Edep demek din demektir. Şah-ı Nakşibend hazretleri öyle buyuruyorlar çünki, “Hiç bir edepsiz Allah dostu olamaz.”
Biraz evvel yine o mübarek zatın hayatını okuyordum. Onun bir başka sözü “Hiç bir cimri Allah dostu olamaz..”. Allahü teâlâ’nın dostu olmak cömertlikten geçer. Hele edep meselesi çok mühim. Dolayısıyla, bir mümin bir mümini gördüğü zaman, karşılaştığı zaman sevgiyle, hasretle, cömertlikle, ihlasla efendim, duâ etmesi lazımdır, ne diye duâ edecek. İşte onu bildirmiş..
Esselamü Aleyküm’ün manası, Allah sana dünyada ve ahirette selamet versin, yani ne dünyada üzül sıkıl, ne de ahirette azap çek. Sen hem dünyada hem ahirette selamete çık. Ne güzel duâ… Peki müslüman ne diyecek karşısındakine, o da bir hediye vermesi lazım ya. Ve aleyküm selam ve rahmetullah. Senin bana dediğin gibi Cenab-ı Hak da sana aynı selameti versin. Başka, bereketler versin. Başka, Allah seni affetsin. Çünki hediye, biri size bir hediye verdi mi, ona, sizin daha fazla vermeniz lazım. Yani aynısını değil biraz fazlasını vermeniz lazım. İşte bu şekilde bir mümin bir müminle karşılaştığı zaman en güzel duâ bu.
Biraz evvel yine o mübarek zatın hayatını okuyordum. Onun bir başka sözü “Hiç bir cimri Allah dostu olamaz..”. Allahü teâlâ’nın dostu olmak cömertlikten geçer. Hele edep meselesi çok mühim. Dolayısıyla, bir mümin bir mümini gördüğü zaman, karşılaştığı zaman sevgiyle, hasretle, cömertlikle, ihlasla efendim, duâ etmesi lazımdır, ne diye duâ edecek. İşte onu bildirmiş..
Esselamü Aleyküm’ün manası, Allah sana dünyada ve ahirette selamet versin, yani ne dünyada üzül sıkıl, ne de ahirette azap çek. Sen hem dünyada hem ahirette selamete çık. Ne güzel duâ… Peki müslüman ne diyecek karşısındakine, o da bir hediye vermesi lazım ya. Ve aleyküm selam ve rahmetullah. Senin bana dediğin gibi Cenab-ı Hak da sana aynı selameti versin. Başka, bereketler versin. Başka, Allah seni affetsin. Çünki hediye, biri size bir hediye verdi mi, ona, sizin daha fazla vermeniz lazım. Yani aynısını değil biraz fazlasını vermeniz lazım. İşte bu şekilde bir mümin bir müminle karşılaştığı zaman en güzel duâ bu.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu
ali zeki osmanağaoğlu