Hocamız Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin “rahmetullahi aleyh”, talebelerine ve sevenlerine nasihatleri:
23
Bir mübârek zâtdan istifâde etmenin iki ana şartı vardır. Birincisi; Hocaları, silsile olarak, Resûlullaha “aleyhissalâtü vesselam” kadar gitmesi lâzım. Cenâb-ı Peygamber, feyzin kaynağıdır. Feyz, Allah sevgisi demekdir. Onun kalbindeki feyzler bütün kâinâta her an, hiç durmaksızın gelir fekat almak ayrı mes’eledir. Hazret-i Peygamber ‘aleyhissalâtü vesselâm’ Allah sevgisinin havuzudur, orada çeşidli musluklar var. Kaynak aynı, sâdece musluklar farklıdır. Hepsi Ehl-i sünnet, yani silsile belli olmalıdır. İkincisi; Tam inanması lâzım. Dînini öğrendiği zâtdan zerrenin zerresinin zerresi şübhesi olmamalıdır. Feyzi, yani Allah sevgisini veren, şuna vereyim, buna vereyim demez. Dolayısıyla, en ufak bir şübhesi olan da feyz almağa devâm eder. Fekat alınca o feyz birikir birikir ve aynı şeker hastasına baklava zarar verdiği gibi, içinde düşmanlığa dönüşür. İlk düşmanlık, arkadaşlarına olur. Ondan sonra hizmetlere olur, sonra hocasına olur. Bu çok tehlükelidir. Bu tehlükeden korunmak için de, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin buyurduğu gibi; Hocama kavuşdum, aklımı bırakdım ve kurtuldum, demelidir.