-HAYATINDAN KESİTLER-
Abdülhakim Efendi hazretlerinin Hocamıza yazdığı mektublardan bazıları:
-2-
Buyurdular ki; “Bu levha Efendi hazretlerinin bize yâdigârıdır. Kendi el yazıları bunlar. Ben Ankara’dayken defaatle İstanbul’dan yazmışlardı. Muammer bey kardeşimiz bunları böyle topladı, fotokopiyle teksîr etdi. Arkadaşlara hediyye ediyoruz. İsterseniz okuyalım biraz. Onlar mektûb yazarken masada yazmazlardı, ben gördüm, alırlardı kağıdı kalemi ellerine öyle yazarlardı. Onun için, sert birşeyin üzerinde olmadığından biraz zor okunuyor. Efendi hazretlerinin yâdigârı bunlar, bir parça okuruz. Ankara’dan her fırsatta İstanbul’a gelir, Efendi hazretleri ile görüşürdüm. Gelemeyince, mektûblarla avunurdum”.
(Bismillahillezî…yi sonuna kadar okudular). “Besmeleyle başlanan birşeyde zarar olmaz. Hadîs-i şerif bu. -Fil ardı vela fissemâ- diyor. Zemânımızda tayyarede de bu okunur” buyurdular.
“Allahü teâlânın bize en büyük lütfu, Efendi hazretlerini görmek oldu. Bendeniz askerî lisedeydim, 1929 da bitirdim, mezûn oldum ve o sene Efendi hazretlerinin sohbeti nasîb oldu. İlk olarak, Eyyûb Câmi’inde küçük kısımda va’z veriyordu. Hiç unutmam, anlattıklarını hayranlıkla dinledim. Câmi’de va’z bitdi, herkes dağılmağa başladı, Bendeniz de sokak kapısının yanında çömeldim, pabuçlarımın iplerini geçiriyordum. Birisi kulağıma eğildi, “Küçük Efendi! Ben seni sevdim. Bizim evimiz yukarıda kabristanda. Arada bir gel de sohbet ederiz” dedi. Beni dâvet etdi. Bir de baktım ki, Efendi hazretleri..! Demek ki, karşısında nasıl hayranlıkla titredim ki, ilk görüşde muhabbetle tebşîr eyledi ve dâvetle şereflendirdi. Ne büyük se’âdet bizim için. Sonra benimle hususi ilgilendi. İşte bu mektûblar da bunun neticesi. Mektublarda iltifatlar etmişler. “Pek çok sevilen Hilmi ve Sedat” buyuruyor, sevilen diye müjde var. “Sevimli mektûbunuzu aldık” buyuruyor elhamdülillah. Ankara’da biraderime avamil okutuyordum bendeniz, buna çok memnun olmuşlar. Ne güzel nahv müjdesi vermişler.”
-devamı var-