Hocamız Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin “rahmetullahi aleyh”, sohbetlerinden bölümler:
11
Hubb-i fillah îmânın alâmetidir. Îmânın şartı altı derler. O altı şart inanılacak husûsdur. Îmânın esâs şartı; hubb-i fillah, buğd-ı fillahdır. Mü’minleri, Ehl-i sünnet yolunda olanları, Allahın dînine hizmet edenleri, Allahın dînine tâbi’ olanları sevmeğe hubb-i fillah denir. Buğd-ı fillah, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemekdir. Kâfirleri, 72 sapık fırkada olanları, Allahü teâlâ sevmez. Çünki Cehenneme sokacak. Sevdiğini Cehenneme sokar mı? Sokmaz. Demek ki, onları sevmiyor. Onları da bu yüzden sevmeyeceğiz. Yalnız, sevmemek demek, döğüşmek, kavga çıkarmak demek değildir. Dövmek, söğmek şöyle dursun, kötülemek şöyle dursun, münâkaşa dahî etmeyeceğiz. Kimlerle? Hem dost ile, hem düşman ile. Dost ile münâkaşa dostluğu azaltır. Düşman ile münâkaşa düşmanlığı artdırır. Bizim dînimiz münâkaşa etmeği bile yasak ediyor efendim. Nerde kaldı ki, kötü söz söylemek, gövde ile döğüşmek olsun. En büyük günâh kalb kırmakdır. Kâfire dahî güzellikle emr-i ma’rûf yapacağız.