Hocamız Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin “rahmetullahi aleyh”, sohbetlerinden bölümler:
39
Peygamber efendimiz buyuruyor ki; Âhir zemâna doğru öyle bir zemân gelecek ki, dîni, îmânı muhafaza etmek çok güç olacak. Dînini, îmânını muhafaza etmek, avucunda ateşi tutmak gibi olacak. Avucda ateş tutulur mu, yanar insan. Fitne-fesâd zemânı şimdi. Onun için hep duâ ediyoruz. Allahümme Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten; Ya Rabbi, dünyâda sen bize iyilik ver. “Âti” demek, ver demekdir. “Âtinâ” da bize ver demekdir. “Haseneten” iyilikler, “ve fil âhireti haseneten” âhiretde de iyilikler ver, “ve kınâ azâbennâr” Ya Rabbi, sen bizi Cehennem ateşinden koru demekdir. Allahü teâlâ hepimize selâmet versin. Hâlimize şükr edelim de Allahü teâlâ ni’metleri elimizden almasın. Şükr etmek ne demekdir? Emr olunduğu yerde kullanmak demekdir. Gözümüze nasıl şükr edeceğiz? Harâma bakmayacağız, harâm şeyleri okumayacağız. Göz ni’metinin şükrü böyle olur. Kâfirleri, bid’at ehlini dinlemeyeceğiz. Peygamber efendimiz buyuruyor ki; Ehl-i bid’atın yüzüne gülenin dîni yıkılır, duâları kabûl olmaz.