-HAYATINDAN KESİTLER-
Vasiyeti:
-9-
Mürşidin her sözü, her işi, ehl-i sünnete ve İlmihâl kitâblarına uygun olur. Resûlullahın hicretinden bin sene geçtikten sonra ahirzaman başladı. Kıyâmet alâmetleri çoğaldı. Âhır zamânda, Allahü teâlâ, Kahr ve Celâl sıfatları ile tecellî edecek, fitne, felâket artacaktır.
Din bilgileri bozulacak, ehl-i sünnet âlimleri ve mürşid-i kâmiller azalacaktır. Ağız ile zikr etmek, Yani Allah, Allah demek çok sevaptır ve kalbin zikr etmesine sebep olur. Fakat, kalbin zikr etmesi için sâlih müslümân olmak ve senelerce çok zikr etmek lâzımdır. Zikr etmeği bir mürşid-i kâmil öğretirse ve teveccüh ederse, yani bunun kalbinin zikr etmesine yardım etmeleri için kendi mürşidinden yardım isterse, kalbi hemen zikr etmeğe başlar. Mürşid-i kâmil yoksa, bir mürşid-i kâmili hâtırlar. Yani gözünün önüne getirip, onun yüzüne edeble bakar. Kendine teveccüh etmesi için kalbi ile yalvarır. Buna râbıta denir. Berekât kitabının on yedinci sahîfesinde diyor ki, (Hindistân âlimlerinden hâce Burhânüddîn hazretleri, kalbinin zikr etmesi için çok çalışmıştı. Fakat buna kavuşamamıştı.
-devamı var-