Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-17-
Kardeşim, sizin yeriniz yerde oturmak değil, başımızın üstündedir. Allahü teâlâ Eshâb-ı kirâma nasip ettiği îmânı, size nasip etmiş. Eshâb-ı kirâma ihsanda bulunduğu, nasip ettiği îmânı size vermiş. Eğer bu kâlbiniz bu îmâna layık olmasaydı, Allah vermezdi efendim. Siz o kadar mümtaz ve seçilmiş insanlarsınız ki, Allahü teâlâ size bu kâlbi nasip etmiş ki, elmas hiç kalır yanında. Çok kıymetli olan bu elmas, hepinizin kâlbinde var. Daha ne istiyorsunuz! Bu nimet verilmişse her şey verilmiş demektir. Ve efendim, bu dünyada, hem dünya seadeti hem de ahiret seadeti iki şeye bağlıdır. Bu iki şeyi yapan, rahat eder. Bundan daha sağlam sigorta yok efendim. Birincisi, cenab-ı Peygamberin aleyhissalatü vesselam izinde yürümektir. Onun bildirdiği, Onun tebliğ ettiği dine tâbi olmaktır. Tabi bunun için de öğrenmek lazımdır. Hazreti Peygamberin aleyhissalatü vesselam buyurdukları, anlattıkları dîni, yine Onun varislerinden birinin ağzından, kaleminden, kitabından öğrenmek şansı pek az bulunan, çok büyük nimetdir. Bunu öğrenmek imkânını Allah vermişse, ne büyük seadettir. İşte siz, bu şansa sahipsiniz. İkincisi, Allahü teâlâ bütün Peygamberleri bir maksatla, kullarımı kurtarın diye göndermiştir. İşte buna cihad denir. Cihad demek, Onun kullarına dînini anlatmaktır, onları davet etmektir. Siz bu vazifeyi yaptığınız için, Peygamberlik vazifesine talipsiniz. Onun için, sizin yeriniz başımızın üstüdür.
-devamı var-Eklenecek.