-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-38-
Veli demek, Allahü teâlânın sevdiği kul demekdir, Allah dostudur. Ona manevi bağ ile bağlanacağız. Demek ki, Mürşid-i kâmile inanmak ve onu sevmek se’âdetin anahtarıdır. Peygamber efendimiz, mürşidlerin reisidir. Onu sevene müslimân denir. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için çalışana salih insan denir. Allah sevgisine kavuşmak için uğraşıyor, bizim gibi işte. İnşaallah salih kullardan oluruz. Sevgiyi kazanmış olana Velî denir, Evliyâ denir. Mürşidler, Evliyâ arasında seçilmişlerdir. Bunlar, başkalarını da kurtarmak için çalışıyorlar. Onları sevdik mi, bağlandık demekdir. Sevmek de tâbi olmak demekdir. Sevmek iki şeydir; Biri inanmak, ikincisi de tâbi’ olmak. Veliyi görürse, sohbetinde bulunursa daha çok feyz alır, ya’nî nûrlanır. Şimdi, meşhur olan bir veli dünyânın hiçbir memleketinde yok gibidir. Görmek şerefine kavuşmaya imkân yok. Herkese kabiliyeti kadar feyz gelir. İslamiyet’e uymayanlara feyz gelmez, İslamiyet’e uyanlara feyz gelir. Sevenler de, gelen feyzleri alır. Feyzin gelmesi ve alınması için islamiyet’e uymak ve muhabbet şarttır. Zâten feyz herkese geliyor. Bütün dünyâya geliyor, güneş gibi. Güneş pancara isabet edince tatlılaşdırıyor, bibere rastlarsa acılık artıyor. İkisini de yapan güneş. Muhabbeti bozuk olan, kendine gelen feyzleri alamaz. Riyazet çekmek, her dürlü sıkıntılara katlanmak feyz almaya yaramıyor. İlla ki muhabbet şart. Feyz gelen, dünyâyı hayâl görür. Hayat hayaldir diyoruz ya her zemân. Televizyonda görülen hayâl gibi. Çocuk onları sahici sanır. Biz de çocuk gibi dünyâyı sahici zannediyoruz. Hayal bunlar hayal. Hayat hayaldir.
-38-
Veli demek, Allahü teâlânın sevdiği kul demekdir, Allah dostudur. Ona manevi bağ ile bağlanacağız. Demek ki, Mürşid-i kâmile inanmak ve onu sevmek se’âdetin anahtarıdır. Peygamber efendimiz, mürşidlerin reisidir. Onu sevene müslimân denir. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için çalışana salih insan denir. Allah sevgisine kavuşmak için uğraşıyor, bizim gibi işte. İnşaallah salih kullardan oluruz. Sevgiyi kazanmış olana Velî denir, Evliyâ denir. Mürşidler, Evliyâ arasında seçilmişlerdir. Bunlar, başkalarını da kurtarmak için çalışıyorlar. Onları sevdik mi, bağlandık demekdir. Sevmek de tâbi olmak demekdir. Sevmek iki şeydir; Biri inanmak, ikincisi de tâbi’ olmak. Veliyi görürse, sohbetinde bulunursa daha çok feyz alır, ya’nî nûrlanır. Şimdi, meşhur olan bir veli dünyânın hiçbir memleketinde yok gibidir. Görmek şerefine kavuşmaya imkân yok. Herkese kabiliyeti kadar feyz gelir. İslamiyet’e uymayanlara feyz gelmez, İslamiyet’e uyanlara feyz gelir. Sevenler de, gelen feyzleri alır. Feyzin gelmesi ve alınması için islamiyet’e uymak ve muhabbet şarttır. Zâten feyz herkese geliyor. Bütün dünyâya geliyor, güneş gibi. Güneş pancara isabet edince tatlılaşdırıyor, bibere rastlarsa acılık artıyor. İkisini de yapan güneş. Muhabbeti bozuk olan, kendine gelen feyzleri alamaz. Riyazet çekmek, her dürlü sıkıntılara katlanmak feyz almaya yaramıyor. İlla ki muhabbet şart. Feyz gelen, dünyâyı hayâl görür. Hayat hayaldir diyoruz ya her zemân. Televizyonda görülen hayâl gibi. Çocuk onları sahici sanır. Biz de çocuk gibi dünyâyı sahici zannediyoruz. Hayal bunlar hayal. Hayat hayaldir.
-devamı var-