-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-246-
Çay içilirken besmele ile içilirse şifa olur. Bütün se’âdetlerin kapısı Besmeledir. Besmele, her dürlü zarardan muhafaza eder. Bismillahillezi lâ yedurru… Yerde ve gökte hiçbir şey zarar vermez besmele olunca. Allahü teâlânın ismi demek Besmele demek. “Delâil-ü hayrat” kitâbının sâhibi evlenmiş, gelin hanım öyle bir hanım ki her hareketinde “Besmele” çekiyor. Adam şaşırmış. Oturuyor besmele, kalkıyor besmele. Adam ne yapacağını şaşırmış. Sen ne için böyle her şeye besmele çekiyorsun diyor. O da diyor ki, “Anam babam böyle öğretdi. Besmele çeken herşeyde muvaffak olur. Allahü teâlâ onu herşeyde zarardan muhafaza eder. Bismillahillezî lâ yedurru… Allahü teâlânın ismiyle başlanan işde, yerde ve gökde hiçbir zarar gelmez” diyor adama. Adam da kendi kendine, sen görürsün diyor. Ertesi gün bir torba altın getiriyor. Bunları sana emanet veriyorum, bunları sakla, lâzım olduğu zemân alırım senden diyor. Kadıncağız, besmele çekiyor, ayağa kalkıyor, besmeleyle torbayı alıyor, besmeleyle sandığın kapağını açıyor, sandığın içine o torbayı besmeleyle koyuyor, besmeleyle kapağını kapatıyor. Adam da bunları görüyor. İçinden de, sen görürsün bakalım, bu kadar besmele çekmek neye yaradı diyor. Birkaç gün sonra adam sandığı açıyor, o keseyi kuyuya atıyor. Kadına diyor ki, hani ben sana emanet bir kese vermişdim. Ona lüzum hasıl oldu, verir misin diyor. Kadın da hayhay diyor, besmele çekiyor, kalkıyor, besmele çekiyor, sandığı açıyor, besmele çekiyor, elini torbaya uzatıyor, bir de bakıyor ki, torba yaş, şaşırıyor kadın. Adam, ne oldu, niye getirmiyorsun diyor. Kadın besmeleyle çıkarıyor. Sular şakır şakır akıyor. Adam tevbe ediyor. Ben bir kabahat yapdım. Senin haberin yokken kuyuya atdım diyor. Melekler kuyudan alıp getirmiş. Besmelenin bereketi olduğunu adam anlıyor. Adam tevbe ediyor, besmelenin azametini anlıyor. Besmeleyle başlayan şey muhakkak galebe ile neticelenir, Allahü teâlânın koruması ile neticelenir.
-246-
Çay içilirken besmele ile içilirse şifa olur. Bütün se’âdetlerin kapısı Besmeledir. Besmele, her dürlü zarardan muhafaza eder. Bismillahillezi lâ yedurru… Yerde ve gökte hiçbir şey zarar vermez besmele olunca. Allahü teâlânın ismi demek Besmele demek. “Delâil-ü hayrat” kitâbının sâhibi evlenmiş, gelin hanım öyle bir hanım ki her hareketinde “Besmele” çekiyor. Adam şaşırmış. Oturuyor besmele, kalkıyor besmele. Adam ne yapacağını şaşırmış. Sen ne için böyle her şeye besmele çekiyorsun diyor. O da diyor ki, “Anam babam böyle öğretdi. Besmele çeken herşeyde muvaffak olur. Allahü teâlâ onu herşeyde zarardan muhafaza eder. Bismillahillezî lâ yedurru… Allahü teâlânın ismiyle başlanan işde, yerde ve gökde hiçbir zarar gelmez” diyor adama. Adam da kendi kendine, sen görürsün diyor. Ertesi gün bir torba altın getiriyor. Bunları sana emanet veriyorum, bunları sakla, lâzım olduğu zemân alırım senden diyor. Kadıncağız, besmele çekiyor, ayağa kalkıyor, besmeleyle torbayı alıyor, besmeleyle sandığın kapağını açıyor, sandığın içine o torbayı besmeleyle koyuyor, besmeleyle kapağını kapatıyor. Adam da bunları görüyor. İçinden de, sen görürsün bakalım, bu kadar besmele çekmek neye yaradı diyor. Birkaç gün sonra adam sandığı açıyor, o keseyi kuyuya atıyor. Kadına diyor ki, hani ben sana emanet bir kese vermişdim. Ona lüzum hasıl oldu, verir misin diyor. Kadın da hayhay diyor, besmele çekiyor, kalkıyor, besmele çekiyor, sandığı açıyor, besmele çekiyor, elini torbaya uzatıyor, bir de bakıyor ki, torba yaş, şaşırıyor kadın. Adam, ne oldu, niye getirmiyorsun diyor. Kadın besmeleyle çıkarıyor. Sular şakır şakır akıyor. Adam tevbe ediyor. Ben bir kabahat yapdım. Senin haberin yokken kuyuya atdım diyor. Melekler kuyudan alıp getirmiş. Besmelenin bereketi olduğunu adam anlıyor. Adam tevbe ediyor, besmelenin azametini anlıyor. Besmeleyle başlayan şey muhakkak galebe ile neticelenir, Allahü teâlânın koruması ile neticelenir.
-devamı var-