-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-285-
-285-
Sohbetten sonra, ba’zanda balık kebabından sonra, Efendi hazretleri, isteyenler denize girsin diye izin verirdi, müsaade ederdi. Herkes, diğer talebeler edebinden denize girmek için biraz uzağa giderlerdi, Efendi hazretlerinden utanırlardı. Efendi hazretleri yalnız kalırdı. Bizim kayınpeder evden Efendi hazretleri için havluları, hamam takımlarını getirirdi, Efendi hazretleri de denize girerdi. Fekat hizmet etmek için de birisi lâzım. Bana, “sen gel” buyururlardı. Denize beraber girmek için Efendi hazretleri benim elimden tutardı. Efendi hazretleri ile beraber peştemal ile denize girerdik. Orası kumdur, bizim girdiğimiz yer sığ’dı, biraz gider el ele tutuşup kumların üstüne otururduk. Su göğüs hizasına kadar gelirdi. Başımız suyun dışında kalırdı. Vapur geçince, ba’zan dalga gelince suyun içinde kalırdık. Sular üstümüzden geçerdi. Efendi’nin mübarek sakallarından ip gibi sular akardı. Ben suları alıp Efendi hazretlerinin sırtını ovardım. Efendi hazretleri ile denize girince, “gel bakalım ders yapalım” derdi. Denizde bile boş vakit geçirmezlerdi. Bir keresinde “İza zülziletil erdı zilzaleha” sûresinin tefsîrini yapdılar. Yarım sâat sürdü. Buyurmuşdu ki; “Su içinde, denizde ders yapmak hoş olur, güzel olur. Çünki Abdülhâlîk Goncdüvânî hazretlerine Hızır aleyhisselâm havuzda ders verirdi”. “Abdülhâlîk Goncdüvânî hazretleri havuzda iken Hızır aleyhisselâm gelir, tesavvufdan bazı ince bilgileri öğretir, zikir telkin ederdi. (Türkistanda deniz yok tabii, büyük havuz var). Onun için denizde bunları okumak, Hızır aleyhisselâmın sünnetidir.” derdi. Efendi hazretleri ile çok güzel vakt geçirdik.
-devamı var-