Süfyan-ı Sevri Hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlatıyor:
Mekke-i Mükerreme’de üç sene oturdum. Mekkelilerden bir kimse her gün Harem-i şerife gelir, tavaf eder, namaz kılar ve sonra bana selam verip giderdi. Ben bu kimse ile tanıştım. Bir gün o kimse beni yanına çağırdı. Bana dedi ki: -Ben öldüğüm vakit kendi elinle beni yıka, namazımı kıl ve defneyle. O gece beni terk etmeyip kabrimde gecele. Münkireyn suali anında bana Tevhid’i telkin et!, dedi. Ben de o kimsenin istediklerini yapmayı kabul ettim. Bana emrettiğinin aynısını yaptım: Kabrinde geceledim. O gece uyku ile uyanıklık arasında iken :
-Ya Süfyan! Beni korumaya ve senin telkinine ihtiyaç kalmadı, diye bir ses işittim.
O zaman: -Ne sebeple bu lütfa eriştin, diye sordum.
Bana cevap olarak: -Ramazan-ı Şerifin orucunu tutup Şevval’den altı gün daha eklemem sebebiyle, dedi. O zaman ben uyandım. Yanımda kimseyi göremedim. Abdest aldım, namaz kıldım, uyudum; böylece üç kere gördüm. Bildim ki bu Rahmanîdir; şeytandan değildir. O zaman da kabrin yanından ayrıldım ve “Ya Rabbi! Beni Ramazan’ın orucuna ve Şevval’den altı gün orucuna muvaffak kıl” diye dua ettim. Allahü teala Hazretleri beni de muvaffak kıldı.