Bir mübarek zat, sefere gitmek için, bir gemiye biner. Gemi denize açıldıktan sonra acaib birşeye şahit olur; bakar ki denizdeki bütün balıklar birbirine saldırmakta, birbirini yiyiyorlar. Bu hali tuhaf bulup şaşırır. Gemi kaptanına sorar: “Bu ne haldir. Ne zamandan beri şu mahluklar birbirini yakalayıp yemektedirler. Ne oldu ki bunlar birbirini parçalayıp yiyiyorlar.” der. Gemi kaptanı: “Sebebini bilmem ama on seneden beri bu meydana gelmiştir. Daha önce böyle birşey yoktu.” der. Gördüğü manzara karşısında oldukça meraklanan mübarek zat, ellerini açar: “Ya Rabbi! Bu ne haldir, bu ne hikmettir ki denizde kıtlık olmuş, bütün mahlukat gıdalarını temin için birbirini yemektedirler.” diye Rabbine niyaz eder. O sırada gaibden bir ses gelerek kendisine denir ki, “Bir gün namazsız biri, susuzluğunu gidermek için deniz kenarına geldi. Eğilip denizden bir avuç su aldı ve ağzına koydu. Deniz suyunun tuzlu ve acı olması sebebiyle, içmeden tekrar denize boşalttı. İşte o namazsızın ağzından boşalan bir avuç su yüzünden bu koca denize acılık ve kıtlık verdik. Bu denizdeki mahlukat karnını doyurmak için birbirine saldırmaya başladılar.”