Abdurrahmân Tâgî “rahmetullahi aleyh” hazretleri halka açık olan sohbetlerinin birisinde buyurdu ki:
“Bir defâ keşif yoluyla elimde bir böcek gördüm. Baktım ki akreptir. Hemen yere attım. Yere düştükten sonra baktığımda ayıya benzer bir hayvan onunla oynuyordu. Tekrar dikkatli baktım o hayvan domuz idi.”
Talebelerinden biri ona;
“Efendim bu hayvan neye işârettir?” diye sorunca;
“O, domuz kılığına sokulmuş bir insandır. Önceleri hocasına ihlâsla bağlı iken, sonraları onun büyüklüğünü inkâr eden kişidir. Böyle kişilerin âhirete îmânsız gideceğinde bütün evliyâ ittifak etmişlerdir. Sıbgatullah-i Arvâsî’nin “kuddise sirruh” zamânında zannederim ki münkirlerden yâni onu inkâr edenlerden îmânsız gidenler oldu. İnkâr edenler ya câhillikten veya ilimden dolayı inkâr ederler. Câhillikten olan inkâr; zarar bakımından, ilimden dolayı olan inkârdan daha azdır. İnkârın en zararlısı, velî bir zâtı hased etmekten dolayı olanıdır.”
Talebelerinden biri o akrebin ne olduğunu sordu.
“Aynı domuz olan kimsedir. Düşmanlığını açıktan yaptığı için o şekilde göründü.” buyurdu.