Süfyan-ı Sevri hazretleri, İmam Cafer-i Sadık “rahmetullahi aleyhim” hazretlerini ziyarete geldi. İmamı, çok latif, kıymetli beyaz bir elbise giymiş olarak gördü.
Dedi ki:
“Yâ imam! Bu elbise sana uygun değildir. Dünyanın süslerine bulaşmaman gerekir. Senden, takva sahibi olman ve kendini dünyadan uzak tutman beklenir” dedi.
Cafer-i Sadık hazretleri “rahmetullahi aleyh”:
“Sen herhalde, Eshâb-ı kiramın “aleyhimürrıdvân” sade ve fakirane durumunu düşünüyor ve bütün müslümanların kıyamete kadar daima fakir olarak yaşamalarını bir vazife olarak düşünüyorsun. Fakat Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurdular ki:
-Eshâbım için fakirlik seadetdir, âhir zamandaki ümmetim için ise zenginlik seadetdir.
“İşte bu devirde, dünya nimetlerinden faydalanma hakkı, en çok iyi ve salih kişilere aittir, kötülere değil. Müslümanlara aittir, kâfirlere değil. Allah’a yemin ederim ki, nimetlerden faydalandığımı gördüğün gibi, malımda başka kimselerin hakkı olursa, onu nasıl ödemem gerekir düşüncesiyle geçmeyen bir gece veya gündüzüm olmamıştır”