Hazret-i Hatice, Peygamber Efendimize nikâh olunduğu sırada “Kendi arzunla zengin olmayan birine vardın, diye beni küçük görüyorlar. Biraz çeyiz gönderirseniz, ben de üzerine ekleyip onu çoğaltarak, halka göstereyim ve dedikodudan kurtulayım” diye haber gönderdi.
Efendimiz, o ara Hazret-i Ebû Bekir’in dükkânına uğradı. Hazret-i Ebû Bekir onu karşıladı ve kederli olmasının sebebini sordu. Efendimiz “Ey Kureyş’in akıllısı! Hatice’ye göndermem için bana biraz bir şeyler lâzım !” dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ebû Bekir dedi ki:
“Ey Muhammed-ül emin! 70 devem Şam’a ticarete gitmişti. İyi bir kârla dönmekte olduklarını bugün müjdelediler. Lütfen kervanı karşılayınız ve kervanbaşı olan kölemden istediğiniz kadar alınız! Alâmet olarak da kervanbaşına, iyi bir ticaretle gelirsen, seni serbest bırakacağım ve sana yüz kırmızı lira vereceğim dediğimi hatırlatınız “
“Ey Muhammed-ül emin! 70 devem Şam’a ticarete gitmişti. İyi bir kârla dönmekte olduklarını bugün müjdelediler. Lütfen kervanı karşılayınız ve kervanbaşı olan kölemden istediğiniz kadar alınız! Alâmet olarak da kervanbaşına, iyi bir ticaretle gelirsen, seni serbest bırakacağım ve sana yüz kırmızı lira vereceğim dediğimi hatırlatınız “
Muhammed aleyhisselâm sevinerek kervanın önüne gitti ve o köleye bir deve göstererek, “Efendin Ebû Bekir bu deveyi yükü ile beraber bana bağışladı, sana alâmet söyliyeyim.” derdemez köle; “Muhakkak ki siz yalan söylemezsiniz. Benimle birlikte bütün develer sana fedâ olsun!” diyerek develerin hepsini Hatice’nin konağı tarafına sürdü.
Durumu öğrenen Hazret-i Ebû Bekir kervanın dükkânı önünden geçmesini Efendimizden rica etti ve evinden fazladan getirdiği nefis ve kıymetli kumaşların her devenin yükü üzerine örtülmesini söyledi.
Türkiye Takvimi
Türkiye Takvimi