İbrahim bin Ethem hazretleri “rahmetullahi aleyh” helâl lokmaya çok önem verirdi. “Lokmayı helâlden temin edebilmek için uğraşmak, geceleri ibâdet edip, gündüzleri oruç tutmaktan efdaldir. Çünki, her şeyin başı helâl lokmadır.” buyururdu.
Kendisi işçi olarak çalışır, o gün kazandığı ile yiyecek şeyler alıp dostlarına ikrâm ederdi. Bir defasında eve geç kaldı. Arkadaşları dediler ki:
– O gecikti. Bâri biz yiyecek ne varsa onları yiyip uyuyalım, beklemeyelim.
Nitekim yemeklerini yediler, yatsı namazlarını da kıldıktan sonra yatıp uyudular.
İbrahim bin Ethem hazretleri geldiğinde, onların uyuduğunu gördü ve bir şey yemeden aç olarak yattıklarını düşünüp çok üzüldü. “Getirdiğim unu yoğurayım, bir şeyler pişireyim de uyandıkları zaman yesinler ve yarın oruca niyet edebilsinler!” diye çok uğraşarak, bir şeyler hazırladı.
Arkadaşları uyandıkları vakit, onun kendileri için ne sıkıntılara katlandığını gördüklerinde, birbirlerine; “Bakın! O bizim için ne fedakârlıklara katlanıyor, bizim hakkımızda ne kadar iyi düşünüyor. Fakat biz onu yemeğe bile beklemedik.” diyerek, ondan özür dilediler.