Zikr için kalbi zorlayarak alıştırmağa çalışmak, arabanın marşına basmak gibidir. Motor çalışınca marşa basmağa lûzum kalmadığı gibi, kalb alışınca kendiliğinden, zorlanmadan zikreder.
Talebe, her işinde, her zaman hocasını düşünürse, ibadetlerden zevk alır. Bu râbıta kendiliğinden olmağa başlayınca, bu yolda cezb ederek, uçurarak ilerletilir ve dünya işleri bu râbıtaya mâni olamaz.
Bir mü’mine selam verirken, bütün Peygamberlere, meleklere, evliyanın hepsine diye düşünürse, hepsi de selâmına cevab verir. Bazı meleklerin vazifeleri olduğundan, kimi kıyamda, kimi secdede… Bunlar cevap veremeyeceğinden, onların yerine Allahü teâla cevap verir.
Hüseyin Hilmi Işık Efendi (rahmetullahi aleyh)
Saadetin alameti; Allahü teala hayır murad ederse, onun kalbine sevdiği kullarının sevgisini verir. Bir insanın ehl-i saadet mi ehl-i felaket mi olduğu buradan anlaşılır.
Bu büyükleri inkar eden, her şeyden mahrumdur. Tasdik eden; değil kendisine yedi sülalesine faydası vardır.