Osman Fadli Efendi, talebesi İsmail Hakkı Bursavi “rahmetullahi aleyhimâ” hazretlerine yazdığı bir mektubta buyuruyor ki;
Ey oğul! Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil.”
Rabbinin huzûrunda, O’nun yüce divânında, korkarak, titreyip ürpererek, boyun bükerek hayâ ile dur. Kalbin devamlı Allahü teâlâ ile meşgûl olsun. Böyle olursan gafletten ve nefsinin bütün kötülüklerinden kurtulursun. Allahü teâlâya yakın olur, huzûr, sürûra ve mânevî lezzetlere kavuşursun. Şeytan sana musallat olup, üstünlük kuramaz.