Hâmidî Abdülkâdir Çelebi “rahmetullahi aleyh” Osmanlı Şeyhulislâmlarının Onikincisidir, buyurdular ki;
Şeyh-ul-islâm Abdüllah-i Ensârî diyor ki: (Ebül-Hüseyn bin Sem’ûn, bir gün hocam Muhammed Husrî’yi incitmişti. O günden beri onu sevmiyorum. Bir kimse, üstâdını incitir, sen de o kimseye darılmaz isen, köpekten aşağı olursun.)
Allahü teâlâ, Mümtehine sûresinde buyuruyor ki: (İbrâhîm aleyhisselâm ve Eshâbı, kâfirlere, biz sizden ve putlarınızdan uzağız. Size inanmıyoruz. Sizin, bir olan Allaha inandığınızı anlayıncaya kadar, aramızda düşmanlık olacaktır dediler. Bunların bu güzel hâlleri, size nümune olmalıdır.) Sonraki âyet-i kerimede, (Allahü teâlâya ve âhiret gününe inananlara, burada güzel nümune vardır) buyurmaktadır. Bu âyet-i kerimeler gösteriyor ki, iman sahibi olmak için, bu düşmanlık şarttır ve Allahü teâlânın düşmanlarını sevmek, imanı yok eder. Demek ki, sevgilinin düşmanlarını sevmemek lâzımdır.