Seyyid Ahmed Sünnetî hazretleri “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki;
Her ibâdeti seve seve yapmalıdır. Kul hakkına dokunmamaya, hakkı olanları ödemeye, titizlikle çalışmalıdır. Üzerimizde kimsenin hakkı kalmamasına çok dikkat etmeliyiz! Hakkı dünyâda ödemek kolaydır. Nezâketle, yumuşaklıkla haktan kurtulmak mümkün olur. Fakat âhirette, iş böyle değildir. Orada, hak altından kurtulmak çok güçtür, çâresi bulunmaz. Çünkü âhirette, dünyadaki paralar geçmez. Mal mülk para etmez. Orada sevap ve günahlarla bu iş yapılır. Borçlunun sevaplarından alınıp hak sâhiplerine verilir. Sevapları yetmezse, alacaklıların günahları alınıp buna yükletilir.
Gayri Müslimlerin de haklarını gözetmek lâzımdır. Yabancı memleketlerdeki insanların da mallarına, canlarına ve nâmuslarına saldırmamalı, onların kanûnlarına da karşı gelmemelidir.
Her yaptığınız işi Allah için ve güzel niyetlerle yapın. Meselâ bir şey yerken lezzet için değil, ibâdet için kuvvetlenmeyi düşünmelidir. Bu niyetle yenirse ibâdet olur. Giyinirken de örtünmeye ve soğuktan sıcaktan korunmaya niyet etmelidir.
Din kitabı okurken de niyet mühimdir. Din kitabı okurken de islâmiyeti öğrenip tatbik etmeye ve başkalarına da öğretmeye niyet etmeliyiz. Dünya menfaati düşünülürse hiç faydası olmaz. Hattâ zararı olur. İşte bu halis niyete “İhlâs” denir ki, bu olmazsa, hiçbir şey olmaz.
Din kitabı okurken de niyet mühimdir. Din kitabı okurken de islâmiyeti öğrenip tatbik etmeye ve başkalarına da öğretmeye niyet etmeliyiz. Dünya menfaati düşünülürse hiç faydası olmaz. Hattâ zararı olur. İşte bu halis niyete “İhlâs” denir ki, bu olmazsa, hiçbir şey olmaz.