Seyyid Emîr Gilâl “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyurdu ki;
Ey dostlarım! Biz arzû ederiz ki, siz bizden âhıreti, ahirette kurtulmayı talep ediniz. Nefsinizin isteklerini terk ediniz ki, ahirette utanıp, mahcup olmayasınız. Eğer şükür ederseniz, Allahü teâlâ size her istediğinizi ihsân eder. Bu dünyâda ne yaparsak ahirette onun karşılığını bulacağız.
Ey dostlar! Dikkat ediniz ve uyanık olunuz! Bir kimse hevâ ve hevesinden vazgeçmedikçe, tuzağına av düşmeyen ve eli boş kalan avcı gibidir. Eğer insan, Allahü teâlâ’yı unutur, gaflete dalarsa, belâya ve musîbete düşer. Ne yazık ki, ömür bitmek üzere olduğu hâlde, insan dünyâlıklara dalmış, nefsinin esîri olmuş ve âhıret yolculuğunu unutmuş, ihmâl etmiştir.
İyi biliniz ki, dünyâyı ve dünyâya düşkün olanları sevmek, sizin, Allahü teâlâ’nın râzı olduğu yolda yürümenize mâni’ olan büyük bir engeldir. Dâimâ Allahü teâlâ’yı hâtırlayıp, Onu zikr ediniz. Böylece dîninizi dünyâya değişmemiş olursunuz. Dâimâ Allahü teâlâ’dan korkunuz! Hiçbir ibâdet, Allah korkusundan dahâ tesîrli değildir. Allahü teâlâ’dan korkan kimseden çekininiz. Allahü teâlâ’dan korkmayan kimseden ise, korkmayınız.