Alâüddîn-i Attâr “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyurdu ki;
Her işte yolunuz, dînî hükümlere bağlılık olsun! Dînin emirlerini yerine getirmek azminden dönmeyiniz!
Sohbet mühim sünnettir. Bu sünnete riâyet edin, umûmî ve husûsi şekilde ona devâm ediniz! Eğer bu yolda sebât ve istikâmet gösterirseniz, bir ânda büyük derecelere kavuşursunuz. Hâlinizin dâimâ yükselişte olması lâzımdır.
Şuna inanmalı ki, hakîkî gâyeye, ancak mürşid-i kâmilin [yol göstericinin], rehberin sevgisi, rızâsı ile kavuşabilir. Bu sebeple, mürşid-i kâmilin rızâsını, sevgisini talep etmek, talebeye düşen başlıca vazîfedir.
Bir âlimi ve Evliyâyı ziyâret etmekten maksat, Allahü teâlâ’ya yönelmektir. O büyüklerin rûh-ı şerîflerini tam bir yönelme ile ziyâret, Allahü teâlâ’nın rızâsına kavuşmaya vesîledir. Nitekim, görünüşte halka tevâzu’, hakikatte Hakka tevâzudur. Çünkü insanlara, Allahü teâlâ’nın rızâsı için tevâzu’ göstermek makbûldür, kıymetlidir. Sâlih zâtların kabirlerine yakın bulunmanın, çok tesîri vardır. Ancak, onların rûhâniyyetlerine yönelmek, kabirlerine yakın olmaktan dahâ iyidir. Zîrâ, iyi tesîrin, yakınlık veyâ uzaklık ile bir bağlantısı yoktur. Her yer aynıdır. Nitekim, Resûlullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Her nerede bulunursanız, bana salevât okuyunuz) buyurdu. Allahü teâlâ’nın velî kulları ile sohbet etmek, âhıret âleminin işlerini yürütmeye yarayan aklı kuvvetlendirir. [Akl-ı selîm olur.]