Allahü teâlâ, sizi, beğendiği işleri yapmaya kavuştursun! İnsana önce îtikatını, îmanını düzeltmek lâzımdır. Bundan sonra, sâlih, yarar işleri yapmak lâzımdır. İbâdetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran yarar şey, namazdır. Peygamberimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, (Namaz dînin direğidir. Namaz kılan kimse, dînini kuvvetlendirir. Namaz kılmayan, elbette dînini yıkar) buyurdu. Namazı doğru dürüst kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin kötü şeyler yapmaktan korunmuş olur. Ankebût sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Doğru kılınan namaz, insanı fahşâdan ve münkerden herhâlde uzaklaştırır) buyuruldu. İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir. Görünüşte namazdır. Bununla berâber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır. Büyüklerimiz, (Bir şeyin hepsi yapılamazsa, hepsini de elden kaçırmamalıdır) buyurdu. Sonsuz ihsân sahibi olan Rabbimiz, görünüşü hakîkat olarak kabûl edebilir. [Böyle bozuk namaz kılacağına, hiç kılma dememelidir. Böyle bozuk kılacağına doğru kıl demelidir. Bu inceliği iyi anlamalıdır.]
Namazları cemaat ile ve huşû’ ve hudû’ ile kılmalıdır. Çünkü, insanı dünyada ve âhırette felaketlerden, sıkıntılardan kurtaracak ancak namazdır. Mü’minûn sûresi başındaki âyet-i kerimede meâlen, (Müminler herhâlde kurtulacaktır. Onlar, namazlarını huşû’ ile kılanlardır) buyuruldu.