Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki; “Mezardaki ölü denizde boğulmak üzere olan kimse gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden ve arkadaşlarından gelecek bir duayı hep beklemektedir.”
Helal malı ihtiyaçtan fazla toplamak mekruhtur, zekatını vermezse azaba sebep olur. Hadis-i şerifte; “Paraya pula tapana lanet olsun” buyuruldu. Dünya malı peşinde koşmak nefsinin arzuları peşinde koşmaktan daha fenadır. Mal, para peşinde koşmak Allahü tealanın emirlerini unutturursa, dünya muhabbeti denir. Allah düşüncesi bulunmayan kalbe şeytan yerleşir. Şeytanın en büyük hilesi, insana hayırlı işler yaptırarak kendisini salih, iyi zannettirmesidir. Böyle kimse kendisinin kulu olur. Hadis-i şerifte; “Geçen ümmetlerin her birine fitneler verildi, benim ümmetimin fitnesi mal, para toplamak olacaktır. Dünyalık peşine düşerek ahireti unutacaklar” buyuruldu. Hadis-i şerifte; “Allahü teala insanları yaratırken ecellerini, ömürlerini ve rızıklarını takdir etmiştir” buyuruldu. İnsanın rızkı değişmez, azalmaz ve çoğalmaz ve zamanından geri kalmaz. İnsan rızkını aradığı gibi rızık da sahibini arar. Çok fakirler vardır ki zenginlerden daha iyi, daha mesut yaşar. Allahü teala kendisinden korkanlara, dinine sarılanlara ummadıkları yerden rızık gönderir. Hadis-i kudsi’de; “Ey dünya! Bana hizmet edene hizmetçi ol, sana hizmet edene güçlük göster” buyuruldu. Bir Hadis-i şerifte; “Ya Rabbi, beni sevenlere hayırlı mal ver, bana düşmanlık edenlere çok mal ve çok evlat ver” buyuruldu, Bir zengin öldü, bir köşkle iki oğlu kaldı, köşkü taksimde anlaşamadılar. Duvardan bir ses geldi, benim için birbirinize düşman olmayınız. Ben bir padişahtım, çok yaşadım, mezarda yüzotuz sene kaldım. Sonra toprağımla çanak, çömlek yaptılar, kırk sene evlerde kullandılar, kırıldım, sokağa atıldım. Sonra benimle kerpiç yaptılar, bu duvarın inşasında kullandılar. Birbirinizle dövüşmeyiniz, siz de benim gibi olacaksınız, dedi. Dünya muhabbeti yani dünyaya düşkün olmak, nefsin arzularını, tatlı gelen şeyleri ve bunlara kavuşmanın sebebi olan parayı haram yollardan aramak demektir. Dünyaya düşkün olmak, hayal peşinde koşmaktır. Çünki, dünya lezzetlerinin zararları faydalarından daha çoktur. Elde kalmaz, çabuk giderler. Bunlara kavuşmaksa çok güçtür. Faydası hiç olmayanlara la’b yani oyun ve lehv yani eğlence denir. Hadis-i şerifte; “Dünyalık olan şeyler mel’undur. Allah için olan şeyler, Allahü tealanın razı olduğu şeyler mel’un değildir” buyuruldu. Dünyalık olan şeylerin Allahü teala indinde hiç kıymeti yoktur. Ahkâm-ı İslamiye’ye uyarak kazanılan ve kullanılan rızık dünyalık olmaz, dünya nimeti olur.
Yazının tamamının ses dosyasını dinlemek için lütfen tıklayınız efendim…