Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki; Faziletlerin en üstünü, sana vermiyene vermen, sana zulmedeni affetmendir.
Evliya zâtların asırlardır unutulmayıp, herkesçe sevilmelerinin sebeplerinden bazıları şunlardır:
1- Kendi hocalarının rızalarını kazandılar: Bütün büyükler, (Ümmeti arasında peygamber neyse, talebesi arasında hoca odur) hadîs-i şerîfine uyarlardı. Buyururlardı ki: Bizim yaptığımız bunca hizmetin ecri, sadece mübarek hocamızadır; çünkü hocamızı tanımasaydık, doğruyu bulamazdık. Bu hizmetler sadece onlar vasıtasıyla olmaktadır. Bize ait bir şey var dersek, felakete uğrarız. Bu hizmetlerin zerresini kendimizden bilirsek, yanarız, mahvoluruz. Bizi doğru yola sevk eden, o büyüklerdir. Onların haklarını ödeyemeyiz.
2- Ömürleri iyilik etmekle geçti: Kendilerini, insanlara iyilik yapmak için adarlardı. Evlada yapılan iyilik, anaya babaya yapılmış demektir. Allahü teâlâ da, kendi kullarına yapılan iyiliği sever. Allahü teâlânın sevdiği kişiyi de herkes sever. Sevgi Allah’tan gelir. Allahü teâlânın sevgisini kazanmak isteyen, sâlih kulların sevgisini kazanarak, insanların hayırlısı olmalı. (İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır) hadîs-i şerîfi de hayırlı insanın kim olduğunu bildirmektedir.
3- Doğruluktan hiç ayrılmadılar: Hiç kimse için kötülük düşünmezlerdi. Hak neyse, onu söyler ve yaparlardı. (Müslüman, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir) hadîs-i şerîfine uygun yaşarlardı. Müslüman, her yönüyle doğru insan demektir. Îmânı doğru, ameli doğru, sözü doğru, özü doğru kimsedir. (Bir elime güneşi, bir elime ayı verseniz, doğruyu söyleyeceğim) hadîs-i şerîfine uygun yaşarlardı.
4- Çok sabrettiler: Öfkelenip, kalb kırmazlar, (Allahü teâlâ sabredenleri sever) ve (Sabreden, zafere kavuşur) hadîs-i şerîflerine uyarak, hep sabrederlerdi.
5- Huyları çok yumuşaktı: (Allah yumuşaktır, yumuşaklığı sever) hadîs-i şerîfine uyarak, hep tatlılıkla, şefkatle muamele ederlerdi.
6- Fitneden uzak dururlardı: Müslüman, Allah’tan başka kimseden korkmaz. Ancak kendisinden korkar. Bilir ki, benimyanlış bir hareketim, yanlış bir sözüm, bütün Müslümanlara zarar verir. Müslüman, (Fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin) hadîs-i şerîfine uyarak, taşıdığı elbisenin, kendi elbisesi değil, İslamiyet’in ve bağlı olduğu büyüklerin elbisesi olduğunu bilir. Buna bir şey dökülmesin, buna bir laf gelmesin diye titrer. Bilir ki, kendisi yüzünden bir Müslüman zarar görürse, bunun vebali çoktur.
7- Kalb kırmaktan çok korkarlardı: Kalb kırmak, yetmiş kere Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günahtır. Kalb kırmakla küfür arasında çok ince bir perde vardır. Kalb kırmanın kapısı açılınca küfre girilebilir. Küfrün hemen yanında kalb kırmak vardır. Mü’min, elinden ve dilinden kimseye zarar gelmeyen kimsedir. Mü’min, hep güler yüzlü, tatlı sözlü olur. Mü’minin ağzından kötü söz çıkmaz. Evliya bir zâta, Allahü teâlânın en çok sevmediği nedir diye sorulunca, o zât, (Allahü teâlânın en çok sevmediği, îmân etmemek, kâfir olmak, bundan sonra da en çok sevmediği, kalb kırmaktır) buyurur.
8- Emir vermekten sakınırlardı: İnsanları felakete sürükleyecek olan huy, emir vermektir. İnsanların hücrelerinde emir vermek arzusu vardır. Bu, can çıkmadan önce, en son çıkacak huydur. İnsanlar için en büyük felaket, emir verme sevgisidir. Bu sevgi olmayan, emir verebilir; ama bu arzu ve heves varsa, verilen her emir kul hakkına girer. Büyükler, (Bize çavuş değil, er lazım) derlerdi. Er, emir vermez, peki der. Er olmak, kul olmak, en şerefli meziyet, en şerefli rütbedir. (Ben Allah’ın kuluyum) hadîs-i şerîfi, kulluğun, er olmanın önemini göstermektedir. Er olmayı kabul etmeyen, kaybeder; çünkü sular daima denize doğru akar, tepeye doğru akmaz. Bu nefsin azgınlığını durdurmak zor iştir. Bunu durduracak en iyi ilaç, peki demektir; çünkü nefs, hayır der, yaratılışı öyledir; ama peki derse, dünya ve âhiret saadetlerine kavuşur. Eshâb-ı kirâm, devenin üstündeyken kırbaçları yere düşse deveden inerler, kırbacı kendileri alır, tekrar binerlerdi. Deveye binmek zahmetli bir iştir. Buna rağmen, emir vermemek için böyle yaparlardı…
Yazının tamamının ses dosyasını dinlemek için lütfen tıklayınız efendim…