Dünya ve âhıret saadetine kavuşmak; ancak ve yalnız, dünya ve âhıretin efendisi, yaratılmışların en üstünü ve en kıymetlisi olan Muhammed aleyhisselâma uymakla olur. Muhammed aleyhisselâma uymak, İslâm dîninin emirlerini yapmak, yasaklarından kaçınmakla olur. Doğru itikadı öğrenip îmânını buna göre düzeltmek, bundan sonra ibâdet bilgilerini öğrenip onunla amel etmek lâzımdır. Îmân bilgileri ile farzlardan ve haramlardan kendine lâzım olanlarını öğrenmek farzdır. Bunları öğrenmemek büyük günahtır. Bu dünya imtihan yeridir. Dünyanın görünüşü yalancı yaldızlarla süslüdür. Nefse hoş gelen haramlar, dışı şekerle kaplanmış zehir gibidir. Dünya, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyler demektir. Akıllı kimse, fânî olanı baki olana tercih etmez. Çabuk geçen bir lezzet için kendini felâkete sürüklemez ve sonsuz nimetleri kaçırmaz. Verdiği sözü tutar. Zamanın kıymetini bildiği için, her işini dakikası dakikasına yapar. Üzerine aldığı bir işi bitirmeden, içi rahat etmez. Bir işi yarına bırakmak şöyle dursun, yarın yapılacak işi, mümkünse bugün yapar. Böyle kimseler, rûhunun temizliği yanında, vücut temizliğine de çok dikkat ederler. Kullandığı eşyalar, yiyip içtikleri, evi, çevresi hep temiz olur. Ayrıca güler yüzlü, tatlı dilli, vakur ve kibârdır. Anasına, babasına, hocasına, büyüklerine karşı son derece saygılıdır. Herkesle iyi geçinir ve kendisi ile iyi geçinilir. Böyle olan Müslümanlar, dünyada rahat ettikleri gibi, âhırette de rahat ve huzur içinde olurlar.