Gıybet kanser gibidir, girdiği yeri mahveder, girdiği vücut iflâh olmaz. Bugün gıybet, dedikodu maalesef hem erkekler hem de kadınlar arasında salgın hâle gelmiştir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmin Hucürat sûresi, 12. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Sû-i zandan kaçınmayı emr etmekte, birbirini çekiştirmeyi men etmekte, gıybeti ölü kardeşinin etini yemeğe” benzetmektedir. Dikkat edilirse, birçok ailelerin, toplumların, milletlerin, hep bu yüzden bölünüp parçalandıkları görülür.
Hiçbir kimsenin dedikodu yaparak aleyhinde konuşmamalı, gıybet etmemelidir. Kötü ve çok günahkâr bildiğimiz birini gıybet ederek, onun günahlarını almamalıdır. Başkasının günahlarını yüklenmek akıl işi midir? Bir kimsenin günâhı ve kusûru söylenince; “Elhamdülillâh, Allah bizi böyle hayâsız yapmadı.” gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. “Falanca kimse, çok iyidir, şu kusûru olmasa, daha iyi olurdu.” demek de gıybet olur.