Îsâ “aleyhisselâm” da, Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş hak Peygamberdir
Ne garîbdir ki, hıristiyanlar Îsâ aleyhisselâma, (Allahın oğlu) ve (Aynen Allah) dedikleri hâlde, Onun öldürüldüğünü ve asıldığını kabûl ederler. İslâm dîni, Îsâ aleyhisselâmın bir insan ve bir Peygamber olduğunu bildirmiş iken, Onun için yapılan böyle iftirâları red eder. Ayrıca, Onun kıymetini artırarak, semâya yükseltildiğini ve yehûdîlerin, (Onu öldürdük ve i’dâm etdik) şeklindeki düşüncelerinin bâtıl, iftirâ olduğunu bildirir. Îsâ aleyhisselâm için müslümânların bu i’tikâdı ile hıristiyanların i’tikâdlarından hangisinin, O yüce Peygamberin şerefine lâyık olduğunu sorarız. Buna göre, hıristiyanların mı, yoksa müslümânların mı, Îsâ aleyhisselâmı dahâ çok sevdikleri ve Îsevî oldukları, karşılaşdırılmalıdır. Müslümânların, Îsâ aleyhisselâmın şânına yakışmayan yalanlardan uzaklaşdırmak için olan [doğru ve nezîh] i’tikâdlarına, hıristiyanlar kızarak, aksini isbât etmek için çalışmalarına, ibret ve insâf nazarı ile bakılmalıdır. Biz müslümânlar, hem Mûsâ aleyhisselâmı, hem de Îsâ aleyhisselâmı, Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş hak Peygamber olarak tanırız.
Hıristiyan fırkaları, dürlü dürlü çirkin yalanlar ile dolu olan muharref [ve bugün ellerde dolaşan] İncîllere inandıkları için, Îsâ aleyhisselâm ahırda doğdu ve yehûdîlerin elinde zelîl olarak öldürüldü ve Cehenneme girdi, mel’ûn oldu, gibi en terbiyesiz bir şahsın, bir düşmanına bile söylemekde tereddüd edeceği isnâdlar ile, o mukaddes Peygamberi tahkîr etmekdedirler. Bunun için, ne Mûsevî, ne de Îsevîdirler. Teslîs mes’elesinde, Eflâtûnun bozuk felsefesini kabûl [ve müdâfe’a] etdikleri için, bunlara Eflâtûnî demek dahâ doğru olur.
Hıristiyan fırkaları, dürlü dürlü çirkin yalanlar ile dolu olan muharref [ve bugün ellerde dolaşan] İncîllere inandıkları için, Îsâ aleyhisselâm ahırda doğdu ve yehûdîlerin elinde zelîl olarak öldürüldü ve Cehenneme girdi, mel’ûn oldu, gibi en terbiyesiz bir şahsın, bir düşmanına bile söylemekde tereddüd edeceği isnâdlar ile, o mukaddes Peygamberi tahkîr etmekdedirler. Bunun için, ne Mûsevî, ne de Îsevîdirler. Teslîs mes’elesinde, Eflâtûnun bozuk felsefesini kabûl [ve müdâfe’a] etdikleri için, bunlara Eflâtûnî demek dahâ doğru olur.
Îsâ aleyhisselâmın öldürülmediği ve asılmadığı husûsunda, hıristiyanlara verilecek dahâ pek çok aklî ve naklî delîller vardır. Bunların tafsîlâtı, fârisî (Mîzân-ül-mevâzîn) ile arabî ve türkçe (İzhâr-ül-hak) kitâbında ve türkçe (Şems-ül-hakîka) ve (Îzâh-ul-merâm) kitâblarında ve imâm-ı Gazâlînin “rahmetullahi aleyh” arabî (Er-Reddül-cemîl) kitâbında yazılıdır. Arzû edenler, bu kitâblara mürâcaat edebilirler.