KATIRCININ İHÂNETİ
“Peygamber Efendimiz” Medîne’de bir ara,
Mektup yazıp gönderdi bâzı hükümdârlara.
Mektup yazıp gönderdi bâzı hükümdârlara.
Lâkin bu mektupları götüren sahâbîler,
O yerlerin dilini hiç bilmiyor idiler.
O yerlerin dilini hiç bilmiyor idiler.
Ama Resûlullah’ın bir mûcizesi ile,
Hep âşinâ oldular herbirisi o dile.
Hep âşinâ oldular herbirisi o dile.
Hattâ o topraklara basar basmaz ilk ayak,
O “Dil”i konuştular bir mûcize olarak.
O “Dil”i konuştular bir mûcize olarak.
Yine “Zeyd bin Hârise” hazretleri, bir kere,
Kirâ ile katırcı tutup çıktı sefere.
Kirâ ile katırcı tutup çıktı sefere.
Ve lâkin o katırcı, Ona edip ihânet,
Öldürmek isteyince, istedi biraz mühlet.
Öldürmek isteyince, istedi biraz mühlet.
Ve orada kılarak iki rekât bir namâz,
Allahü teâlâya eyledi şöyle niyâz:
Allahü teâlâya eyledi şöyle niyâz:
(Resûl’ün hürmetine yâ ilâhel âlemîn!
Bu zâlimin şerrinden sen beni eyle emîn.)
Bu zâlimin şerrinden sen beni eyle emîn.)
O esnâda oraya, biri girdi âniden.
Katırcıyı, kılıçla öldürdü vurup hemen.
Katırcıyı, kılıçla öldürdü vurup hemen.
Buna,“Zeyd bin Hârise” memnûn oldu bir nice.
Ona, “Kim” olduğunu suâl etti hemence.
Ona, “Kim” olduğunu suâl etti hemence.
O ise cevâbında dedi ki: (Ben meleğim.
Sen duâ ettiğinde, yedinci kat gökteydim.
Sen duâ ettiğinde, yedinci kat gökteydim.
Vaktâ ki duâ ettin Resûl’ün hâtırına.
Rabbimizin emriyle yetiştim yardımına.)
Rabbimizin emriyle yetiştim yardımına.)
Yine Resûlullah’ın sevgili eshâbından,
“Sefîne” hazretleri var idi ki o zaman,
“Sefîne” hazretleri var idi ki o zaman,
Bir gazâya giderken bu sahâbî, bir ara,
Ordudan ayrılarak, “Esîr” düştü rumlara.
Ordudan ayrılarak, “Esîr” düştü rumlara.
Sonra, bir fırsatını bulup kaçtı oradan.
Ve islâm ordusunu aradı hiç durmadan.
Ve islâm ordusunu aradı hiç durmadan.
Bir gün gidiyordu ki çok ıssız bir alanda,
Koca bir “Arslan” çıktı karşısına o anda.
Koca bir “Arslan” çıktı karşısına o anda.
Tam saldıracaktı ki kendisine o arslan,
Hayvana, şu şekilde hitâb etti o zaman:
Hayvana, şu şekilde hitâb etti o zaman:
(Ben, Peygamberimizin hizmetçilerindenim.
Onun askerleriyle bir gazâya giderdim.
Onun askerleriyle bir gazâya giderdim.
Biraz ayrılmıştım ki ordumuzdan bir ara,
Tenhâda yalnız kalıp, esîr düştüm rumlara.
Tenhâda yalnız kalıp, esîr düştüm rumlara.
Şimdi ise kurtulup, ordumu arıyordum.
Bir an önce onlara yetişeyim diyordum.)
Bir an önce onlara yetişeyim diyordum.)
“Arslan”, Resûlullah’ın ismini işitince,
Durdu ve insan gibi mahcûb oldu bir nice.
Durdu ve insan gibi mahcûb oldu bir nice.
Yüzünü ve gözünü sürerek Ona hattâ,
Sanki özür diledi kendisinden âdetâ.
Sanki özür diledi kendisinden âdetâ.
Düşmandan kendisine herhangi zarar, ziyân,
Erişmesin diye de ayrılmadı yanından.
Erişmesin diye de ayrılmadı yanından.
Ne zaman ki göründü islâm mücâhitleri,
O zaman kendisinden ayrılıp gitti geri
O zaman kendisinden ayrılıp gitti geri