AĞAÇ YÜRÜYOR
Bir gün, bir köylü gelip Allah’ın Habîbine,
Dedi ki: (Bir delîlin var mı nübüvvetine?
Allah’ın hak Resûlü olduğunu gösteren,
Bir mûcize göster ki, inanayım sana ben.)
Peygamber Efendimiz, o köylüye dönerek,
İlerdeki büyük bir “Ağac”ı göstererek,
Buyurdu: (Git öyleyse, şu ağacın yanına.
“Seni Peygamberimiz çağırıyor” de ona.)
Köylü, merak içinde ağaca ilerledi.
(Allah’ın Peygamberi seni istiyor) dedi.
O anda koca ağaç, toprağı yara yara,
Geldi Resûlullah’ın huzûruna o ara.
Sonra dile gelerek, dedi: (Yâ Resûlallah!
Sen, cümle mahlûkların Peygamberisin vallah.)
Köylü, şaşkın bir hâlde dedi ki: (Ettim hayret.
Bir daha emir versen, eder mi geri avdet?)
Resûlullah, ağaca buyurdu: (Git yerine!)
Ağaç geri giderek, yerine girdi yine.
Köylü bunu da görüp, fazlalaştı hayreti.
Resûlullah’a karşı çoğaldı muhabbeti.
“Şehâdet”i söyleyip, girdi islâm dînine.
Dedi ki: (Tam inandım senin nübüvvetine.
Eğer izin verirsen, sana secde edeyim.
Mübârek ayağına, eğilip yüz süreyim.)
Buyurdu ki: (Ey köylü, hayır secde etme, dur!
Zîrâ secde, yalnızca Rabbimize mahsûstur.)
“Hazret-i Ömer” dahî, Resûl’ün huzûruna,
Gelerek, bir husûsu arz etti bir gün Ona.
Dedi: (Yâ Resûlallah, yemînle söylüyorum.
Nefsim hâriç, herşeyden seni çok seviyorum.)
Peygamber Efendimiz buyurdu ki o zaman:
(Yâ Ömer, ümmetimden eğer ki bir müslümân,
Beni, kendi canından sevmezse daha fazla,
O kimsenin îmânı mükemmel olmaz aslâ.
Yâni beni, kendinden, seviyorsa daha az,
Bil ki onun îmânı, aslâ kâmil olamaz.)
O zaman Ömer Fâruk, dedi: (Yâ Resûlallah!
Seni, kendi canımdan fazla severim vallah.)
Onun bu beyânını beğenerek o Server,
Cevâben buyurdu ki: (Şimdi oldu yâ Ömer.)
Bir gün de, biri gelip sordu Resûlullah’a:
(Kıyâmete ne kadar zamanımız var daha?)
Peygamber efendimiz, ona suâl etti ki:
(Kıyâmet günü için ne hazır ettin peki?)
Dedi: (Yâ Resûlallah, fazla bir tâat ile,
Hiç hazırlanamadım nâfile ibâdetle.
Ama Resûlullah’a pek çoktur muhabbetim.
Kıyâmet günü için, hazırlığım bu benim.)
Resûlullah buyurdu: (Öyleyse âhirette,
Sevdiğin kimse ile bulunursun elbette.)