DİRİLEN KUZU
Resûlullah, eshâbla bir evde otururken,
Bir ara, yemeklerden açıldı bahis birden.
Sevilen yemekleri sayarken birer birer,
Hepsi, (Et yemeğini seviyoruz) dediler.
O zaman buyurdu ki Peygamber Efendimiz:
(Et yemeği yemedik şu târihten beri biz.)
Bir sahâbî dedi ki: (İzin verin, gideyim.
Evde bir et yemeği pişirip getireyim.)
Kalkıp gitti evine Resûl izin verince.
Bir kuzusu vardı ki, kesti onu hemence.
Ve kendi eli ile kızartıp, yaptı kebap.
Resûl’ün huzûruna alıp geldi der akap.
O Server buyurdu ki o zaman sahâbeye:
(Mescitte her kim varsa, çağırın bu yemeğe.)
Bu dâvet üzerine, bir kısım sahâbîler,
Gelip, Resûlullahla o kebaptan yediler.
O Server buyurdu ki eshâba o arada:
(Kemikleri atmayın, biriktirin kenarda.)
Nihâyet bitirince hepsi yemeklerini,
Kaldırdı Resûlullah mübârek ellerini.
Sonra, o kemiklerin üzerine koyarak,
Buyurdu ki: (Allahın izniyle dirilip kalk!)
O anda “Kuzu” hemen dirilip kalktı yine.
Koşarak gidiverdi sâhibinin evine.
Ev halkı onu görüp, dediler ki: (Bu kuzu,
Sabah kestiğimize çok benziyor doğrusu.)
“Ebû Kuhâfe” dahî, der ki: (Ben küçük idim.
Babam vefât edince, ben birden kaldım yetîm.
Annem ile birlikte kalırdık dayımlarda.
Ben de, koyunlarını güdüyordum dağlarda.
Şereflenmemişlerdi îmânla henüz onlar.
Biz de, islâmiyyetten hiç değildik haberdâr.
Ben koyun otlatırken, eshâbtan biri bir gün,
Beni alıp götürdü sohbetine Resûl’ün.
Öyle duygulandım ki Onun o sohbetiyle,
Gitmeden yapamazdım sohbete bir gün bile.
Fakat dayım ve yengem, râzı değildi bundan.
Dediler: (Gitme Ona, çıkarır seni yoldan.)
Koyunların başında ben olmayınca gündüz,
Akşamları koyunlar, dönerdi eve sütsüz.
Dayım vâkıf olunca en nihâyet bu işe,
Dedi: (Gitmiyeceksin sen artık o kişiye.)
Ben hemen bu husûsu Resûl’e eyledim arz.
Buyurdu: (Koyunları önüme getir biraz.)
Getirdim, bereketle duâ etti onlara.
Koyunların sütleri, pek çoğaldı o ara.
Sebebini sorunca bana yengem ve dayım,
İşin hakîkatini onlara da anlattım.
Dediler ki: (O zâtın sohbetine devâm et.
Ondan, sana sâdece gelir hayır, bereket.)
Ve hattâ yengem ile birlikte aynı günde
Gidip îmân ettiler Peygamberin önünde.