İnsan Allahü tealaya ne kadar yaklaşırsa, hem dünyada hem ahirette mutlu olur. İnsan Allahü tealadan ne kadar uzaklaşırsa, hem dünyası hem ahireti perişan olur. Çünki Allahü teala, kullarına, ana babalarından daha şefkatli, merhametli ve bize bizden daha yakındır. Dolayısıyla, bütün nimetleri veren, bizi insan olarak dünyaya getiren, bu imanı nasib eden, bu hizmetleri nasib eden, bu işleri veren, saymakla bitmeyen nimetleri veren yüce Allah’a sırt çevirmek, menfaatçilerle dost olmak, kadim dostu bırakıp da başkalarıyla uğraşmak cenab-ı Hakkın gücüne gider. Allah için yapılan işe ihlâs, dünya için yapılana ise riya denir. Birbirinin tam tersi. Yaptığımızı Allah için yapmalıyız. Ahmed’e çalışıp Mehmet’den ücret beklenmez. Dolayısıyla, insanlar beğensin, insanlar sevsin, methetsin, alkışlasın diye yaşarsak cenab-ı Hak’tan ne bekleriz. Yediren, içiren, hayat veren O’dur. Cenab-ı Allah’ın bizden istediği; O’nu Allah olarak tanımak, bilmek, iman etmek ve onun emir ve yasaklarına en azından saygılı olmakdır.