Böyle karanlık zamanlarda îmânı ve islamiyet bilgilerini, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından öğrenenler kurtulacak, câhillerin, mezhebsizlerin yazdıkları uydurma din kitâblarının yaldızlı, heyecanlı kelimelerine aldananlar, doğru yoldan kayacaklardır. Böyle zemanlarda kalbin çabuk temizlenmesi ve zikre başlaması için, tanınmış, şöhret kazanmış eski mürşidlerden birini her yerde ve nemâzdan başka her işde ve her hâlde göz önünde düşünüp, onun kalbine Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” akıp gelmiş olan feyzlerden, kendi kalbine akmasını dilemelidir. Mürşid-i kâmilin, Resûlullahın vârisi olduğunu, Allahü teâlânın onun kalbine, her ân, merhametle tecellî etdiğini düşünmelidir.
Mürşid-i kâmilden feyz ve bereket alabilmek için, muhabbet bağı ile ona bağlanmak lâzımdır. Eshâb-ı kirâm, Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” in’ıkâs ile [yansıyarak] feyz aldılar. Bunun gibi, mürşid-i kâmilin yanında edeb ile, severek oturan, ondan feyz alır. Büyük, küçük, diri, ölü herkes, böylece feyz alırlar.