Müslüman akıllı tüccar gibi olmalıdır, ne yaptığını bilerek yapmalıdır. Mahşerde bir cemaat cennete giderken melekler diyecekler ki; bir dakika: “Size hesap görüldü mü? Siz mahşere uğradınız mı? Siz sırattan geçtiniz mi?” Yok, biz öyle birşey görmedik. “Peki ne ameliniz oldu ki, siz elinizi-kolunuzu sallaya sallaya cennete giriyorsunuz”. Onlar diyecek ki, Rabbimize sor. Allahü teala diyecek ki; “Onlar benim muhiblerimdir. Bunlar ümmeti Muhammedden olup, Allah rızası için birbirini seven kullarımdır. Ben onlardan hesap sormam” Onlar doğru cennete gider.
Mahşerde güneş bir mızrak boyu alçalacak. Herkes buram buram terleyecek. Hesabının görülmesini bekleyecek. Sonra o mahşerde yedi sınıf insan arşın altında gölgelenecek. Onlar için azap korkusu olmayacak. Onlardan bir tanesi de Allah için müminin yüzüne sevgi ile, muhabbetle bakandır, bunun kıymetini de bilelim,..
İki arkadaş varmış, biri şehit düşmüş, diğeri de birkaç sene sonra veya bir sene sonra vefat etmiş. O, sonra vefat eden adam önce şehit düşenden daha çok derecelere kavuşmuş, daha büyük makamlar elde etmiş. Demişler ki: Allah Allah… bu nasıl olur. Cevap:“bunun üzerinden altıbin rekat namaz ve bir de Ramazan ayı geçti”. Yani bu hayatta kaldığı sürede bir de Ramazan ayı geçti o adam ecir ve sevabı yönünden o şehitin kazandığı sevaptan daha çok sevap kazandı…. Dolayısıyle Ramazan-ı şerifin her saniyesi, her dakikası, her günü büyük devlet, büyük nimettir.
Büyükler buyuruyor ki, Ramazan-ı şerif 30 gün bayramdır, üç gün değil. Çünkü bunun her gün ve gecesinde binlerce, onbinlerce müminler afv olur. Öyle bir afv ayıdır bu ay…