Müşrikler Peygamberimize “aleyhissalatü vesselam”, Hak Peygamber olduğunu madem iddia ediyorsun, bir bela gelsin de görelim dediler. Peygamberimiz buyurdu ki: “Aranızda ben varım, ben varken bela gelmez.” Büyükler buyuruyorlar ki: “Âlimler, Peygamberimizin vârisidirler. Vâris her konuda vâris olduğu için, onların bulunduğu yere de umumî belâ gelmez”. O büyüklerin bulunduğu yerler mânevî sığınaktır. Peygamber efendimizin vârisi olan bu müstesna zâtlar her konuda olduğu gibi, bu hususda da bizim için büyük nimetdirler. Nasıl ki gece karanlığında yıldızlar gökyüzünde parlamaktadır, bu mübarek insanların bulunduğu yerler de, o şekilde parlamaktadır. Bu büyükleri sevenler, Onlar gibi olmağa çalışırlar, Onların ahlâkıyla ahlâklanmağa, Onlardan ilim öğrenmeğe çalışırlar, Onların halleriyle hallenmeğe çalışırlar. Dolayısıyla, dünyada iken o büyüklerin etrafı ahlâk ve fazilet olarak yüksek insanlardan oluşan kültür ve medeniyetin zirve olduğu yerler olduğu gibi, O mübarek insanların etrafındaki sevenleri ahiretde de beraber olurlar. Zira hadis-i şerifde buyuruluyor ki; “Dünyada iken birbirini sevenler, ahiretde beraber olurlar”. O halde, Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir.
İman çok hassastır, bir kelime ile gelir, bir kelime ile gider… Birisinin cebinde çok kıymeti bir cevher olsa, kimse çalmasın diye hiçbir yere bırakmaz. Hep onu düşünür ve hiç unutmaz. Onu kimse çalmasın diye, aklı fikri onu korumakta olacaktır. Nihayetinde bu bir dünya malıdır, çalınsa ne olur, çalınmasa ne olur. Ama iman gitti mi, maazallah! Bütün seadetler gider, bütün felaketler gelir. Bir büyük zat buyuruyor ki; Bu imanın korunması ancak imanını koruyanlarla beraber olmakla mümkündür. İmam-ı Rabbani hazretleri dünyanın kötülüğünü anlatıyor; haramlardan günahlardan sakınmak dünyadan sakınmaktır. Bu kadar kıymetli imanı muhafaza etmek nasıl mümkün olabilir. Ne yapmak lazım onu korumak için. Buyuruyor ki; “Onu koruyanlarla beraber olmak lazım”. Tek başınıza, yabancılarla kalırsanız kurtulamazsınız çünkü insanın ahlâkı bulaşıcıdır. Kötü ahlâk da bulaşıcıdır, iyi ahlâk da bulaşıcıdır. Onun için iyi insanlar ile beraber olmak, kurtulmaya alamettir. O halde, Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir.
İman çok hassastır, bir kelime ile gelir, bir kelime ile gider… Birisinin cebinde çok kıymeti bir cevher olsa, kimse çalmasın diye hiçbir yere bırakmaz. Hep onu düşünür ve hiç unutmaz. Onu kimse çalmasın diye, aklı fikri onu korumakta olacaktır. Nihayetinde bu bir dünya malıdır, çalınsa ne olur, çalınmasa ne olur. Ama iman gitti mi, maazallah! Bütün seadetler gider, bütün felaketler gelir. Bir büyük zat buyuruyor ki; Bu imanın korunması ancak imanını koruyanlarla beraber olmakla mümkündür. İmam-ı Rabbani hazretleri dünyanın kötülüğünü anlatıyor; haramlardan günahlardan sakınmak dünyadan sakınmaktır. Bu kadar kıymetli imanı muhafaza etmek nasıl mümkün olabilir. Ne yapmak lazım onu korumak için. Buyuruyor ki; “Onu koruyanlarla beraber olmak lazım”. Tek başınıza, yabancılarla kalırsanız kurtulamazsınız çünkü insanın ahlâkı bulaşıcıdır. Kötü ahlâk da bulaşıcıdır, iyi ahlâk da bulaşıcıdır. Onun için iyi insanlar ile beraber olmak, kurtulmaya alamettir. O halde, Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir.