Bir ân gelir kabarır, atlasda dalga gibi,
muhit olur rûhuna, kırılmaz halka gibi.
Bir ân gelir, durulur, soğuk bir pınar olur,
her sözü kabûl eden, en kıymetli yâr olur.
Bir ân gelir, ah çeker, herşey benim olsa der,
bütün dünyâyı versen, nankördür dahâ ister.
Bir ân gelir inanır, mevlâsı sözlerine,
nedâmet yaşı dolar, o âsî gözlerine.
Bir ân gelir ki gürler, ufkunda şimşek çakar,
yılların mahsûlünü, tutar bir ânda yakar.
Bir ân gelir, dalgasız, sessiz bir ummân olur,
bütün yapdıklarına, utanır, pişmân olur.
Bir ân gelir, Fir’avn, şeddâd ve Nemrûd olur,
damarlarda dolaşan, Hannâs-ı merdûd olur.
Bir ân gelir mutî’dir, herşeyi kabûl eder,
dünyâ gözünde olmaz, dâim ibâdet ister.
Bir ân gelir, şâhlanır, kükremiş arslan gibi,
yâhud kana susamış, yaralı kaplan gibi.
Bir ân gelir, uslanıp bir (seng-i miheng) olur,
her arzûsu, Resûlün sözlerine denk olur.
Bir ân gelir, zâlimdir, rûhu inletir zâr zâr,
kendi kötü elîle, kendine mezâr kazar.
Ey kalb, böyle bir nefse, uyarsan hâlin yaman!
Onun hîlelerine, aldanma hiçbir zemân!
Nefsini terk etmeden,
Rabbini arzularsın.
Hayvanı öğrenmeden,
İnsanı arzularsın.
Camı temizlemeden,
Aynayı arzularsın.
Zünnarını kesmeden,
İmanı arzularsın.
Kim bilirse nefsini,
Bilir elbet rabbini,
Sen bilmeden, kendini
Sübhanı arzularsın.
Bak evin kapısına,
Açamazsın kolayca,
Kavuşacak maşuka,
Zamanı arzularsın
Üfürmekle sokağa
Tesir etmez ocağa,
Gönül vermeden Hakka,
İhsanı arzularsın.
Kuşatmış, dağlar gibi,
Tembellik, kardeş seni,
Bilmeden günahını,
Gufranı arzularsın.
Misafire evin yok,
Hayvanına yemin yok,
Dağ başında kimsen yok
Mihmanı arzularsın.
Geçtin bağdan bostandan,
Meyveler toplanmadan,
Sen söğüt ağacından,
Rummanı arzularsın
Çocuktan hiç farkın yok,
Ağaç ata binersin,
Tecrüben yok, topun yok,
Meydanı arzularsın.
Şu karıncalar gibi,
Gezersin çok az yeri,
Meleklerden ileri,
Seyranı arzularsın.
Topuğuna çıkmadan,
Çayı deniz sanırsın.
Sen dereyi geçmeden,
Ummanı arzularsın.
Görünmez bunun dibi,
Gece sayıklar gibi,
Ey Niyazi, sen de mi,
İrfanı arzularsın?
Niyazi yürü haydi,!
Atma okun ileri!
Olmadan salih biri,
Sultanı arzularsın.
Kelimeler:
Zünnar: Papaz kuşağı
Sübhan: Her türlü kusur ve noksanlıktan münezzeh olan, Allahü teâlâ
Maşuk: Âşık olunan kimse
İhsan: İyilik
Gufran: Af, mağfiret
Mihman: Misafir
Rumman: Nar
Seyran: Gezme, gezinme
Umman: Okyanus
İrfan: Allahü teâlâyı tanımak
Sultan: Allahü teâlâ