ilim, takva ehlinin reisi, ehl-i sünnet varisi.
İnsanların üstünü, doğru yolun rehberi,
hayât esrarını çözen, âriflerin serveri.
Asrın müceddidi, O vâris-i enbiyâ…
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Her kelamında rûhlara, âb-ı hayât akıyor,
her sözü, kalblerden, pasları kaldırıyor.
Aşkıyla tutuşanlar, yanıp kavruluyor,
kalbi mühürlü olanın, nasibi olmuyor!
Yapayalnız bir insan ulaşır mı felaha?
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Vurulmamak ne mümkün! Nur akan simanıza,
seçilmişler vâsıldır, hizmete zatınıza.
Mümkün olamaz karşılık, bizdeki hakkınıza,
cana minnet biliriz, kulluğu kapınıza.
Onun hürmetine yâ Rab, bizi Ondan ayırma!
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Resûlullahı, gösteren aynadır bizzatihi!
Abdülhakim efendinin göz nurudur kendisi!
Kurtarır layık olsak, teveccühünüz bizi,
neler kazanmazdık ah! tanıyabilsek sizi…
Ey gönüller sultanı, canım dayanmaz daha,
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Gözlerimi kapayıp, derin düşünüyorum,
hayâlimde, rûhumda, bir Işık görüyorum.
Kalbleri pak eden, bakışlar önündeyim,
fakat bu, rü’yâ değil, bilmiyorum nerdeyim.
Sevdamız bu Işığadır, rûhların tek matlûbuna…
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Doğrusu bu cihanda, başkaca Işık yoktur,
Olsa bile sönüktür, ziyasız ve donuktur.
Sizi bilenler bilir, bilmeyene söz yoktur.
Bu nadide sofrada, kırıntı bize çoktur.
Bu Işık kavuşturmuş , âşıkları ma’şûka…
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Bizden sadır olanlar, sizi sena edemez,
boş laftan, yanlış sözden, daha öte gidemez.
Hakire sükut düşer, karga nağme edemez!
Sizi meth-ü senaya, diller kafi gelemez.
Sevenlerin ne yapsın, zulmet dolu dünyada…
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Ardınızdan yetim kaldı ciğerpareleriniz,
yüreği parçalanan aşıklar sizin sevenleriniz.
Kararan gönüllere ilim meşalesiydiniz,
İlim, takva ehlinin şüphesiz reisiydiniz.
Unutulmayan nursunuz, ehl-i sünnet yoluna.
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Bir teveccühle, gaflet perdelerini gideren,
bir tebessümle, sonsuz se’âdetleri veren.
İlm, irfân, kerâmet, hârikalar menba’ı,
bu dünyâ nazarınızda, sanki örümcek ağı.
Ebedî sultân olur, bende olan Onlara.
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Alimlerin rehberi, âşıklar sığınağı,
Dünya zulmette iken, kurtardınız etrafı.
Sel gibi aktı yaşlar, sevenin gözlerinden.
Ölüm size düğündür, biz olduk elem çeken.
Sevenleriniz ne yapsın zulmet dolu dünyada?
Yürekler dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?
Bizimki övmek değil; nafile bir gayrettir,
Belki birkaç söz ile, güneş’i tarif etmektir.
Aşığa gönül gerek, bizlerdeki yürektir.
Bu yolda makbul olan, kendini hiç bilmektir.
Bu dünyayı terk ettiniz, kavuştunuz maşuğa.
Huzur ailesi dayanır mı Sizden ayrı kalmağa?