Enver abim birgün buyurdular ki;
-15-
Bir insanın elinde veya cebinde çok kıymetli pırlanta olsa 24 saat onu düşünür. Aman hırsız gelmesin, aman kaybolmasın, aman çalınmasın; 24 saat hep aklı orada. İşte bu nimetin kıymetinin büyüklüğü anlaşılırsa, onun muhafazası için o kadar hassas davranılır.
Ahiret var, ölüm var, cennet var, cehennem var… Üçüncü bir yer yok. Ya siyah ya beyaz… Onun için büyükler buyuruyorlar ki; Günah yazılır, ama sevap..! Onun ne olduğu belli değil. O sevab Rabbimizin rızasına uygun mu oldu, kabul mu oldu, red mi oldu, onu Allah bilir. Ama günahta böyle bir şüphe yok. Onun için iza câe suresinde Allahü teala buyuruyor ki, ” Kim Allaha tövbe istiğfar ederse onu mutlaka affedeceğim.” Büyükler buyuruyor ki, Allah verdiği sözden dönmez.
Dünyada en zor şey, Ehl-i sünnet itikadında olmaktır. Cenab-ı Peygamber buyuruyor ki; “Benim ümmetim 73 fırkaya ayrılacak. 72’sinin itikadı bozuk olacak, cehenneme gidecek, itikadı düzgün olduğu için biri kurtulacak”. İşte bu, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Peygamberimizin cemaatine ve sünnetine tabi olandır. Cemaat demek Eshab-ı kiram demektir. Sünnet de İslamiyet demektir. Ehl-i sünnet vel cemaatin manası budur. Benim cemaatime ve sünnetime tabi olan kurtulacaktır buyuruldu.
Şimdi 73 tane altın koysalar önümüze, 72’si sahte olsa biri sağlam olsa. Kolay değil ki bulmak… Onun için Allahü teala kullarım böyle rastgele konuşmasınlar, rastgele yol tutmasınlar diye mürşidler göndermiş, eserler göndermiş, kitaplar göndermiş. Bize ne kalmış; peki demek… İşte eğer biz peki dersek, kendimize değil de, bize Ehl-i sünnet itikadını anlatan mübarek zatlara peki dersek dünyada rahat ederiz, ahirette de cennete gideriz. Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri gibi çok büyük bir evliya buyuruyor ki, hocama kavuştum, aklımı bıraktım ve kurtuldum.
– devamı var –
ali zeki osmanağaoğlu